19 Şubat 2010 Cuma

miss.bisiklet


Otobüs ,minibüs ,araba,gemi,uçak(daha binmedim ama eminim oda aynıdır) hepsi beni tutuyor.Her gün binmek zorunda olduğum otobüsde büyük bir travma yaşıyorum gene böyle günlerden birindeyken 8.katta olan sınıfıma çıkarken her sabahki gibi "allah bu binayı yapan müthaiti bana bir buldursun onun o kollarını kırmazsam bir binaya sadece bir tane asansör olurmu yaaa en az üç tane lazım(yorgunluk insana neler dedirtiyor)" diyorum ve benimle birlikte beni tanıyan ve tanımayan diğer öğrenciler gülme krizine giriyorlar bende o sırada buhran geçiriyorum bitmeyen merdivenler ve otobüs tutmasının etkisiyle sınıfıma varıyorum derken tam sınıfta gözlerimi kapamış oturuken dershane müdürü geliyor ve :-kalk yürü biraz!
neye uğradığını şaşıran yerinden kalkmaya mecali bile olmayan ben zorla gözlerimi açıyorum ve : -kalkmam!
- niymiş o küçük hanım kalkın
(sanane allah allah kardeşim bir rahat ver sabahın köründe)-otobüs tuttu.
-hee peki o zaman otur orda ben gidiyorum
(benim yanımdan uzaklaşıp başka öğrencilere bulaşıyor.)
sınıfa o sırada ben otobüs tutuyor dediğim sırada giren arkadaşta şaka yaptım sanıp bana pis pis sırıtıyor -seni gidi seni der gibi :)
-yok valla gerçekleri dedim.
inandıramıyorum birde :)
ve böyle işte ben bunu neden anlattım bilmiyorum . Bugünde bir arkadaşımla geliyoruz eve ters oturmuşuz azap çekiyorum karşımdaki adam soğan yemiş ve çok pis kokuyor o da yetmez gibi oturduğum yerden kalksam bir karışlık yer bile yok.en iyisi ben her yere bisikletle gideyim yada arkadaşımın dediği gibi kaykayla git ..:)

4 Şubat 2010 Perşembe

Kore rameni ararken Çin eriştesi yolunda






Malesef Laptop ım bozulduğu için bilgisayarımdan yazıyorum bu yüzden koymak istediğim fotoları koyamıyorum zira ana bilgisayarımdaki bluetooth nasıl olduysa silindiği için resimlerimi atamıyorum o yüzden googledan malesef bir kaç fotoğraf ödünç aldım atınca koyacağım o eşsis resimleri...
Geçen gün İzmirdeki büyük bir alışveriş amağazasına gitmiştim Tabiki hemen gittim baktım kore usulü ramen varmı diye fakat yoktu çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım çünkü izmirin en büyğünde nasıl olmaz olur işmi bu.Ertesi gün benim için kabus olacaktı haberim yoktu sabah10 dan akşam 10:30 a kadar arabanın içinde oturmak ve yazlık bakmaya gitmek ne kadar eziyet verici hayal edin derken Didime gittik ,ben bu arada tur rehberi olarak etrafı tanıtıyordum apollon tapınağı falan derken artık çok acıkmıştık ve gene bir mağazanın önünde durduk içeri girdim gene gidip baktım (burda tursitler çok eminim ramen vardır diyip baktım) ve başarıya ulaştım ama çin eriştesiyle karşılaştım,birbirine çok benzediği için hemen iki paket aldım.Eve geldim ve bunları hazırladım.Eriştem sığır eti aromalıydı(ben sığır eti sevmem )ama yinede yeni bir şey denemenin mutluluğu ile hazırladım VE çubuklarımla onları afiyetle yedim.Birde sığır eti olmasa ne güzel olcaktı ama napalım.Bu arada Hiç asya eriştesi(ramen) yememişlere uyarım olucak tabi boşboşuna yazılmadı bu yazılar ,Önce bu paketlerin içinde size baharat veriyor lütfen onlardan en az koyun hatta mümkünse yapa bilceksen kendi sosunu kendin yap bence zira bu insanlar fazla soğan sarmısak seviyor(Eğer sizde benim gibi hiç soğan sarmısak yemiyorsanız bunu kullanmayın ama ben bilmiyordum bana kimse böyle anlatmadı değerinizi bilin ),hemde tahmininizden daha fazla sarmısak seviyorlar.Ayrıca bu ürünler gerçekten baharatlı ben oralıyım buralıyım demeyin.Belki damak zevkinize uymaya bilir ama yediğiniz yere kadar yiyin sonra alışıyorsunuz..
Kore rameninde biraz daha farklı aynı beklemeyin.
Afiyetler olsun..
Not:İnternette bir çok ramen tarifi var bence evde yapmak daha iyi..hem ucuz hem ekonomik..

1 Şubat 2010 Pazartesi

Nerden nereye BİR GEYŞANIN ANILARI











Bugün ne yazacağımı bilmeyerek başlıyorum bu yazıya elbet bir noktadan sonra ahanda buldum bunu yazayım demiycem çünkü o kendiliğinden bir akış içinde bulunca okuyucu kitlemin az olmasının verdiği bir rahatlıkla salak şaçma seyler yazıcam büyük ölçüde daha diğer blogger sahibi büyük abla ve abilerim kadar iyi yazamasamda bende birgün büyüycem ve tam olarak kendi kitlemi oluşturacağım ve kendi tarzımlan (çılgın bir tarz) yazılar yazacağım ....
Evde bir geyşa yüz kalıbım var hani maskeli balolarda yüzlere takılır yaa ona bakıyorum ve aklıma birden ne gelsin BİR GEYŞANIN ANILARI adlı filmi birazcık tanıtmak geliyor ve başlıyorumm...
koca filmde takıldığım tek nokta neden başroldeki sanatçılar çinlidir japondur olmuştur zira bu bir japonun anıları çinlinin değil bir çoğunuz şöyle düşüne bilir ne fark ederki hepsi aynı hepsi düz ve siyah saçlı ,hepsi kısa falan gibi şeyler düşünebilirsiniz aslında yanlış olanda budur aslında, onlar bizden daha iyi ayırt edile biliyor eğer benim gibi ömrünüzü bu uğurda vermisseniz hangisi çin,japon,kore şeklinde ayırt etmeniz çok basittir ve bu detaylar gözünüze şiddetle batar. başrollerde ünlü çinli iki bayan var herkez onları biri ziyi zhang,gong li (bunları kaplan ve altın çiçeğin laneti adlı ünlü filmlerden tanıyoruz) ,micehelle yeoh,ken watabe(son samuraydan hatırlıycağımız orjinal son samuray kendisidir ama tom cruise orda son samuray benim demiştir.) allaha şükür watabe bir japon yoksa film çin geyşası yada orda her ne deniyorsa ona döncekti gene başrolde oynayan zamanla büyüyüp bizim asıl geyşamız olacak Suzuka ohgo buda bir japondur..
Filmde anlatılan Sayuri adlı bir Geyşanın yaşamıdır nasıl ve neden Geyşa oldu onu diğer Geyşalardan ayıran özellik nedir?....
Sayuri fakir bir ailenin en küçük kızıdır babası kan ağlayarakta olsa sayuri ve ablasını satar ,orada ablasıyla yolları ayrılır onu başka yere satarlar ..Burada Hatsumomo adlı bir güzeller güzeli Geyşa ile tanışır ama o öyle haindirki bizim kıza hep kötü şeyler sözler hatta yanlış hatırlamıyor isem bir replikte şöyle der;
-Sen benim eşyalarımımı elledin,bir daha sakın elleme o kadar iğrenç tezek kokuyorsunki bir daha bu kokuyu alan taliplerim yanıma gelirlermi hiç..Sakın sakın elleme pis şey git yıkan..
Çok zalimdir bu arada sayuri ablasıyla kaçmaya kalkar ama düşerek yaralanır ablası kaçmış gitmiştir kardeşini umruna bile takmadan,Bir gün Sayuri en ünlü geyşa ile tanışır Mameha(Michelle Yeoh bu kadın hangi filmde oynuyor hatırlayamıyorum ama sima çok tanıdık) bu kadın onun bir nevi annesi akıl hocasıdır..Ona danna denilen olayı öğretir.
Bu arada geriye dönsem iyi olur bu kız çok küçükken Geyşa okuluna giderken birgün ağlıyordu ama neden ağlıyordu hatırlamıyorum.Bir yakışıklı adam bunun ağladığını gördü(ken watabe) ve ona güzel şeyler söyledi.Ve ona dondurma aldı.En sonra bir mendil verdi kızımız bu medili hep sakladı ve ona aşık oldu...
Büyüyüp güzelleşince hain hatsumomo bunu iyice sinir belledi zira kendisi yaşlanıyor sayuri ise günden güne güzelleşiyordu.O kadar delirdiki iftira bile attı kıza bakire değil dedi ama genede olmadı Kızımız en çok parayı alarak en ünlü geyşa adına sahip oldu ve izleyipte göreceğiniz iğrenç Doktorlar birlikte oldu zavallıcık :'( içim hala kan ağlıyor..VE ve zaman geçip gider kızımız ken watabe nin kankasının dannası olur çıkar ,mecburdur.Zira ken de ona hiç yüz vermemektedir.
ikinci dünya savaşı olur kızımız bir köyde yaşamaktadır,fakat ken in arkadaşı gelir ve kızımıza bazı tekliflerde bulunur ingilizlere partner ol ama birlikte olma falan gibisinden kızımız tekrar tokyoya geldiğinde ne görsün artık geyşalık sanat olmaktan çıkmış bir tür ooooo.... luk olmuş resmen ..Hatta bunun kaldığı evdeki en iyi arkadaşı olan geyşa kız bile kötü yoldadır.
o kızıda yanlarına alarak yola çıkarlar . Bu sırada dannası buna sen benimsin ya kara toprağın şeklinde konuşunca kızımız plan yapar oynar ama hayin arkadaşının ondan almak istediği bir intikam vardır ve oraya ken i gönderir ken sayuriyi bir ingilizle yatarken görünce bir dah onun yüzüne bakmaz.
Sonunda Sayurinin dannası ondan vazgeçer Ken ve sayuri mutlu sona ulaşırlar ama böyle kestirip attığıma bakmayın çok güzel olaylar yani izleyin görün herşeyide ben anlatamam yaanii..

not :Renklendirerek yazdıklarımın anlamlarını izah edicem..
Danna:Devamlı görüşülen müşteri demektir hem koruyucudur hem sevgili tarzıdır.
Geyşa:Sanat,dans,müzik,kültür,hat sanatı gibi şeylerde eğitim görmüş karşısındaki erkekleri bu şekilde mutlu eden bazen şarkı söylerek ,yada partilerde yanlarında gezerek ,bazende birlikte olarak mutlu eden kişilere denir.


Umarım bugünkü yazımıda azda olsa beğenirsiniz sevgili pıtırcıklarım (Bu ne ya sevgi pıtırcıkları gibi oldur neyse kalsın..)


Sevgilerimle Kirazçiçeği