30 Eylül 2011 Cuma

Gene ve yenide dinliyorum

"Gidişini ben anca anca hazmettim..Aramızdaki ince farkı fark etim.Bir yere kadar demiştim ben o yere kadar direndim seni bana yazılmış bir şarkı zannettim.."


Dinliyorum üç bin beş yüz keredir ..:)

29 Eylül 2011 Perşembe

Kanatlarım Olsa

Bir kuş olmak isterdim..
Güzel bembeyaz kanatları olan..Işıklı falan...
Özgürce uçabilmek..Bir yerden bir yere...Kanatlar özgürlük müdür?
Kanatsız özgür olunmaz mı ?
Bir çok soru var beynimde ..
Bazıları benim susturduğum..Bazıları kaçan..O kadar çok soru var ki..
Varlık bile bir düşünceyken onun ilgili binlerce soru geçerken beynimde...Dur diyor bir yanım..düşünme o kadar çok..
Acaba diyorum kanatlarım olsaydı,nereye uçardım..Nereye konardım ilk...
Kanatlarım kırılır mıydı o zamanda ..
Tek başımayım..Tek başıma karar vermek aslında insanı nasıl kısıtlar..Çokken zaten kısıtlıyken...
Neden birileri bizim hayatımıza kural koyarlar...Nereden gelmiş bu kanun,yasa,töre...Adı her neyse işte..
Düşüncelerimi sınırlamadan yaşayabildiğim bir yerde yaşamak isterdim..Malesef dağda yaşasan bile kendin kendine kural koyarsın..
Hayat kurallar zinciri..
Ama yinede benim kanatlarım olsaydı ben porta rikoya bile konardım..Bu aklıma ilk gelen isimdi..Yada pocoantesin topraklarına...
Küçükken hep kuş olmak istedim..
O kadar istiyordum ki...Sayısız kez koltuk altıma kita,yastık,cemir parçaları..vb nesne koyup koltuktan atladım..Çok inaçlıydım ...Bir gün uçacaktım ..Her gün bir milim ileriye gidiyordum..Halıda bir çizgi belirlemiştim..
Tabii korku devreye girdi..Ebeveynler bu duruma korkup balkondan atlarım diye demirlerle kapattılar orayı da..
Hiç bir zaman oradan atlamayı düşünmeden oradan atlarsam ne olacağını tahmin edebiliyordum..
Tanımasam da o zamanlar..Hazerfen ile aynı hayalimiz vardı..
Hala var..
Belki de bu yüzden hep babamın uçakta olduğu fikrine kendimi inandırıyordum..Babam işe gidince uçakta olurdu..El sallarsam görürdü..
Uçurtmaları severdim..Çimlere uzandığım..Veya en başında yukarıya çıksın diye dağlarda koşturmayı..Her şey uçmak içindi..
Uçurtma benim kanadımdı ..Çok büyük rüzgar gelirse uçabilirdim..
Veya helyumlu balonlardan çok olsa uçabilirdim..
Uçmak unsuru beynimi kemiriyordu..Hep uçmak vardı aklımda..
Ne değişmiş bu kadar senede..Sadece şu ..Artık bende başkalarının kurallarına göre yaşıyorum...
Artık çılgın fikirlerimi ulu orta değil tek yaşıyorum...
Evet bunları okuyanlar bile alay edecek ..
Ama ben uçmak istiyorum...
Hala tek değişmeyen istek..
Ama artık dışa vuramadığım..
Denemeler yapmadığım...
İçimin titrediği ama umursamıyormuş gibi yaptığım..
Başkalarına anlatılacak güzel bir anı..
Halbuki kanatlarım olsa..Aya uçabilirdim belki..
Yada Kanatlarım olsa onlarla tüm sevdiklerimi hızlıca görebilirdim ..Evet yapabilir miydim..
Tabii tanımsız bir cisim sanıp kanatlarıma nişan almazlarsaydı..
Dedim ya kanunlar insan fikir ve hayallerinin ötesinde..Bizi kısıtlayan..Bize iyi bir yaşam standartı koyup aslında bizden bizi çalan unsurlar değil midir..
Aslında en başında uçmakla ilgili bir yazı yazabileceğimi hiç düşünmedim..Ama demek ki bilinç altımda hala masum bir taraf uçmak istiyor..
Kışın bir pelerin giyebilirim...Böylece onları pelerinin altına saklardım..
Şimdiden bu uzun ve çoğu kişiye göre saçmalıklar silsilesini okuduğunuz için teşekkürler..
Ama aslında bunlar bana göre saçmalık değil..
Ümitsiz bir hayal kırıntısı...

Son bir şey kanatlarım olsa demiştim ya ..Kanatlarım olsa gideceğim yegane tek yer afrika olurdu..Bu konuda gayet ciddiyim..Sanırım bir kanatlı oraya uçup bir kaç aileyi beslese fena olmazdı değil mi...
Ama kurallar eminim uçuş izni ,vize,onayı isterdi..



Şu kız gibi olup "I am bird" diyip banada "I am bird" diyecek biri..Sadece filmlerde olur ..Sustum..

28 Eylül 2011 Çarşamba

İnşallah

Çok uğraştım Doçentin kapısında oturdum ama evet başardım..Dersimi değiştirdim..Dilerim işte benim olur....Biraz inşallah birazda tuttuğunu kopartmakla ilgili..Birincisini tuttuğum gibi koparttım..Sırada ikincisi var...

25 Eylül 2011 Pazar

Kapımdaki Düşman:Komşumuz

Karşı komşularımızı sevmiyorum..O kadar çıkarcılar ki..her şeyi bizden istiyorlar ..Gına geldi artık yeter yeter..Biz onlardan bir şey istesek yok..Hep onlar bizim külümüze muhtaç anlamıyorum ki...Ziraa kendilerinin durumu bizden daha iyi..
Bugün karşı komşu çaldı kapıyı "Allah !Gene ne isteyecek" 3 senede her gün 3 defa fenalık geçirtecekler ya.."kızım annen evde mi?" Annem iyi kalplidir kimseye kıyamaz veririr hemen hatun çözmüş olayı.."Yok" dedim .."şimdi aşağı indim sordum kıza bir şey lazım mı diye yok dedi geldim asetonu bitmiş varsa versene".."Bir bakayım dedim" tabi ki var asetonu boya yaparken tiner yerine kullanıyorum resmen ..Neyse bir yanım verme biter kesin diyor diğer iyi tarafım yalan söyleme diyor..Ben gene o iyiyi dinledim..Verdim..15 dk sonra aseton ağzına kadar dolu verilip dipten üç parmak kalarak geri alındı..Anlaşılan kaplara boşaltılmış gene...Ya resmen kapıdaki düşman bunlar ya şimdi git bir daha aseton al tamam ucuz şey ama bu kadar sömürgü olmaz ki arkadaş ben utanırım isteyemem yani..Evimizin tam önünde bujiteri var sepet sallasa kızlar verir zaten..Anlayacağınız ben fena mağdurum ya..Resmen..
Mağdurum mağdurum çok mağdurum mağdurum(simge)
                Aynen aynen...

Düğün Trajedisi

Neden düğün salonlarına sıkıştırılmış düğünlerimiz var anlamıyorum...Adi şekerler...Tatsız pastalar..Minicik bir düğün salonu içinde bir alanda dans edeceğim diye birbirlerini iten kadınlar...Standart müzikler önce slow sonra roman havaları en son 2,3 ü geçmeyen genelde bir tanesinde Serdar Ortaç'ın bulunduğu şarkılar..Tüm dans esnasında standart hareketler söz konusu...Sıkıcı gerçekten ...Ama bu kadar küçük düğün salonu görmemiştim..Gelen geri gidiyor çünkü yer yok..Dans edilecek alan 3 kişilik 10 kadın orada dans edeceğim diye deliriyor..Küçük olduğundan kulağımı delip geçen roman havaları...
Her şey standart hayatlarımızda ...Herkes her şeye karar vermiş...İşte kına gecesi olacak ama onların istediği gibi olacak..Büyükler nasıl isterse öyle..Kına gecelerini severim ama onunda canını çıkartıyorlar..
Sonra düğün var tabii..Kızımızın gelin başı kocaman olmalı ..Erkek aslan saçı gibi...Alakasız toplanmalı...Makyajı nenem karı makyajı olmalı..Düğün dediğin böyle olur...Sonra tüm düğün boyunca gelin ve damat oynamalı...
Hayatlarımız üstünde o kadar baskı var ki..
Ama bir bayan yada bir erkek için en güzel gün olacak zamanda bu kadar küçültülmemeli..Gerçekten eğlenmedikten sonra düğünler neden olur ki..O zaman herkes Karşıyaka Düğün Sarayında evlensin hemde fiyakalı yani..Herkesi alacak kadar büyük bir alan...Farkındayım çimlerde falan yapmak büyük maliyetlerde oluyor..Ama bu kadarda abes ve muktades..Gördüğüm en sıkış pıkış alan..Bunu söylemek zorundayım ki insanlar ürüyecekti neredeyse..
Tabii buradan gelin ve damadımıza uzun bir ömür mutluluklar diliyorum...Umarım onların zihinlerine kötü kazınmaz..Tabii malesef gelinin kazındı biliyorum..Nede olsa dediğim gibi hep birileri karışıyor ya..Onun istediğinin tam aksi bir yer...
Tüm yeni evleneceklere mutluluklar...

24 Eylül 2011 Cumartesi

Zıt Döngü

Ben sussam mesela..Hiç konuşmasa..Anlasan beni...Yok ..Olmaz ki..Kendi kendime geri dönsem..Dönerim ben..bu kısır bir döngü zaten..Ben hep bana dönerim..Güneşe dönerim ben..Denize dönerim..buluta dönerim..Yalnızlık ve korkmuşluk..Aşk ve ayrılık...Hepsi bir bütün..Evet bütün...
Hayatta öyle değil mi..Hatta Tanrı bile zıtlıklar içinde..Derler ki"Korkun azabından"..Deler ki "Şefkati ile affedecek"...Evet her şey süre gelen bir döngü..Dönüp duruyorum bir çemberde..Ama iyi ..Ama kötü..Hep kendime dönüyorum..Hep kendime sıkı sıkı sarılıyorum..Kendi kendimi korurum..Kendi kendime sarılırım..Kendime güler..Kendime ağlarım..Kendime şarkı söylerim..Hepsi bende başlayıp bende biter..Peki ben sussam mesela..Varlık ve yokluk arası..Rüya ve kabus..Sen konuş bakayım azıcık..yok olmaz..Vadeli hesaptır hepsi..Her şey hayatta zamanla...
Kader var ..Kader...Anlamak zor..Anlamlamak zor..Hayır efkarlı değilim...Ama bir şeyler var yazmak için parmak uçlarımda..Bir kılcal damar sıcaklığı ulaşıyor parmak uçlarıma...Ve isyanım sadece hayata...Beni bulsun..Beni korusun...Yok korumaz kimseyi zaman..Zaten her şey filmlerdekinden uzak..
Şimdi gözümü çevirsem gökyüzüne..O bile gözükmez..Efsunlu biraz..Çoban yıldızı neredesin..Ey yıldızlar..Yoldaş olmaya geldim..

Şiirleşsek

Erkek dedigin,
Cesur olacak cesur.
Seni Seviyorum derken
korkmayacak,
baska seylerin
...arkasina gizlenmeyecek.
seviyorum deyip
bir sonraki perdede kacmayacak,
özlüyorum diyorsa gelecek,
kaybetmek istemiyorum diyorsa
kaybetmeyecek.

Can Yücel

Dvdlerim Geldi..

Evet uzun zaman biriktirdiğim sabır ettiğim her gün kesip gözüm gibi baktığım kuponlar dahilinde sonunda "Kapalı Gişe Dvd Setime" sahip oldum..Aslında 1 ay önce almalıydım ama oraya gitmek zor geliyordu..Babama "Git al" dediğimde "sonra" diyerek geçiştirdi..Dün iyi ki görmüşüm klavyenin altın mor bir poşetin içinde kuponlar hizaya gelmiş "artık bizi aldır be hacı " diyorlardı..Hemen babama verdim ve iyi ki vermişim..2 kutu kalmış ve 1 tanesini ben aldım geri kalanlara Allah yardım etsin..Kolay değil 39 kupon biriktirdik biz..Ki bazı günler ekstra gazete alıp almadığım günleri de tamamladım ki ben 44 kupon yolladım :)
Tabii bu işlere alışığım şark ve garp olarak ayrı ayrı edebiyat setleri için kupon biriktirdiğimden biliyorum bu işleri..Neyse size yepyeni tap taze fırından çıkmış gibi güzel Dvd lerimi göstereyim..
        Kitaplıkta onlaradabir raf açtım..Sırayla dvdler,albüm ve filmler,belgeseller,kaset,plak,seyahat kitabı
       Üstünde sayıları varmış ama ben öyle kafama göre yerleştirdim...



               Bana iyi seyirler..Size de...

Maskeleri Çıkartma Vakti..

                                            Engelleri kaldırmak..Kusurların önemli olmadığını bilmek için...
 "Kimse duymak istemeyen kadar sağır değildir!"
                                                     Jonhatan Swif
Bu şarkıyı ve videoyu buna itafen koyuyorum..

Kabus Döngüsü

Kabuslar beni yoruyor her gece her gece...En sevdiğim şeylerden olan uyumayı bile bana haram edecek şekilde artarak devam ediyor..Bir rüyada çok mu mutluyum hemen oradan bir şey çıkı varıyor..
Mesela dün mesela bugün..Allah'a şükür onca kötü rüyayı beynimden silmişim ...Tamam şöyle olsa korku ,gerilim filmleri izlesem sonra görsellerde arasam yada okusam anlayacağım bu yüzden oluyor diye ama değil..Hiç izlemem korku ve gerilim...Çünkü rüyalarıma girer biliyorum..
Anneme kalsa duygusal bile film izlemem gerekli tabii onlardan da kaynaklanıyor olabilirmiş ama yani onunla benim korkulu rüyalarım arasında bir bağlantı kuramıyorum..Artık kabus görmek istemiyorum..
Dün mesela adamın biri saatlerce peşimden kovaladı birde bilirsiniz ağır çekim koşuşları oluyor falan..İyice gerilmişim yani..Adam sapıkmış ben biliyormuşum falan..Adama vuruyorum ama ağır çekimde..Bir uyanışım var elim yumruk şeklinde..
Bugün oh mis rüyalar görürken bir anda yok anlatmaya midem kalkıyor bu ne ya...Uyumayacağım artık..Uyumak yasak..Bu imkansız farkındayım..Ne kadar dayanabilirim ki..Ben ki çocukken den bir kaç sene önceye kadar sırf fazla uyumak için 9 da yatan bir bireyim..Bu yaz ve bu senelerde biraz değişmiş olsa da isabet olmuş diyorum...Dilerim artık son olur...Bitsin artık bu çile..Çekemem bile bile..Aynen yani..Aynen...

23 Eylül 2011 Cuma

Güveçte türlü-Pirinç pilavı

Bugün ki menümde bunlar vardır..Pilav zaten bildiğim bir ürün ..Her zamanki gibi yaptım..Bazen tutturamasam da lapa olsa da..Yeni bir yöntem denedim ve bu sefer tane tane oldu..Pilav dediğimiz şey hepimizin korkulu rüyası olabiliyor nede olsa..Halbuki malzemesi az ama zorluyor en ben en iyiyim diyen hanımı bile..Umarım bu işi birkaç kez daha deneyip bunu yer ettireceğim..
Güveçte Türlümüz için malzemeler gramından emin değilim *Bir avuç kadar kıyma
                                                                                        *2 patlıcan
                                                                                        *Büyükse 2 ,küçükse 5 patates
                                                                                        *1 orta boy soğan
                                                                                        *Damak zevkine göre
                                                                                          salça,tuz,baharat,
                                                                                        *İsteğe bağlı fasulye
                                                                                          (avuç kadar olsa yeter)
                                                                                        *Sıcak su
                                                                                        *5 diş sarımsak
                                                                                        *1 adet büyük domates
                                                                                        *1 adet ben acı koydum isteyen tatlı biber koysun
Öncelikle yağı güvecin tam dibini kaplayacak şekilde koyalım..
Kızdırılmış yağda soğanlar ve 5 diş sarımsağı hafif renk değiştirene kadar kavur..Üstüne yeşil birberleri kavurun..Kıymamızı da hafif renk değiştirene kadar kavuralım..Bir miktar salça koyup kavurmaya devam et..
Bu arada unutmadan patlıcanlarımız küp küp doğaranıp 15 dk önden suda bekletildi hafif renk değiştir..Bunları avuç içinize alarak sıkıp suyunu sıkıyoruz kıymaların üstüne koyuyoruz..Sonra patatesler küp küp koyuldu..En sonda domatesi koyuyoruz..Şimdi kapağı kapat 5 dk yada kendin ne kadar istersen kısık ateşte bir süre beklet biraz aşağı inecek yiyecekler..O zaman kaynar suyu 1 parmak geçmeyecek şekilde koy..
Afiyet olsun..
Resimler..
                                        Kalleş soğanlar ağlattı sıra soğanları soymaya..Soyun uleyn..İğrençti tamam..
                                        Suya yatmışlar ohh miss...
                                          Bildiğin kızdıryorum adamları...
                                         Üstten görelim azıcık değil mi..
                                          Canım Pilavım işte ..Mis gibi...

Anlatım Fakiri

Ya resmen bir sene önce sevdiklerime bakıyorum ..Yok yaa gerçekten 1 sene önceki konularım utanarak söylüyorum "mal" vallahi öyle ya..Bunlarda ilginizi çekebilir kısmında gördümde ya ne akla hizmet sen git uyduruk kıydırık bir anlatımla kore grubu DBSK yı tanıt bilerek kaldırmadım..Bu rezilliği hep hatırlıcam ..İlk kaldırmak istedim..Bu ne ya allah cezanı vermesin falan dedim ama ..Seneye bu yazılara da aynısını deme ihtimalim var şimdi ortada o yüzden şimdilik dursunlar..
Her zamanki gibi konseptsiz blogumdan yazıyorum ki bugünkü menümüz Güvenç pilav..Kolay gelsin bana...

Karmaşık

Bir şey istemek mi yorar insanı?Yoksa olmayacağını bildiğimiz şeyleri istemek mi?
Genelde dikkat ettiğim şet olmayacağını bile bile insanların bir şeyleri istemesi ve olmaması ..
Mistiklik olayına inanıyorum ama çok değil..Açıkcası bir dua ile tek seferde yada binlerce kez dua edilip de tüm vücudu felçli bir adamın kurtulduğunu görmedim..Şimdi bunun konuyla alakası var..Bu bir örnek..
Bazen kendim düşünüyorum da "Bu son Allahım"diyerek başladığım duaların sınırsızlığı..Ürkütüyor arkadaş..Çünkü bu son diye bir şey ben ölene kadar devam edecek bir kısır döndü..Kısır diyince kötü oldum bak ..Tamam tamam..
Şimdi bu güzelim yazıyı devam ettirmek istiyorum ama odamın camından giren o güzel gözleme kokularını alıyorum ve tüm fikirlerim gözleme ile doluyor..Hak mı bu şimdi ne kadar saptım olaydan farkındayım..
Ama vazgeçmiyorum ve devam ediyorum..Velhasıl kelam efendim aslında bizi en çok arzuladıklarımız yoruyor..Hayır hiç bir şey arzulamayalım demiyorum..Elbet bir yerde birşeyler arzulamak hepimizin doğasında var..Çikolatayı arzularsınız,çiçeği,bir abajuru,elbise,ayakkabı,hayvan,insan vs...Bunlar bu şekilde sürüp diğer..Hatta daha vahim intihar arzulayan bile vardır.. Ama kendi adıma konuşayım büyük büyük isteklerim yok ki Allahtan..Ha bazen uçuk kaçık şeyler istediğim oluyor ama zaten olmayacağını biliyorum ve olmuyor ...Artık rüyalar aleminde yaşamanın hiç bir anlamı olmadığını fark ettim"etmiştim zaten"...
Demem  o ki ..


                             "Tanrı Cevizi Verir Ama Kırmaz"

22 Eylül 2011 Perşembe

Anlamlamak

Bazı şeylerin hiç önemi yoktur..Anlamlamak..Anlama bağlamak...Anlam yaratmak..Anlam bulmaya çalışmak...
Hayır bırak anlamsız kalsın ünlemlerim..Bırak özgür kalsın kelimeler..Her şeyi sığdırmasan bir kaç kelimeye..Mesela anlamaya çalışmadan beni..Beni anlamak zor mudur?...
Bende  kendimi bazen anlamıyorum ama çok da anlamsız sayılmaz...En azından çok "Seni anlamak imkansız" falan tarzı lafları barındıracak kadar gizemli falan değilim..Efsunlu bir yapım olmadı ki..Neysem oyum..Açık ve net...Hep buyum..Tamam bir gün deli dolu..Bir gün ağlamaklı olurum ama ...Beni anlamak imkansız değil..Bariz..Off gene kendi kendime bir şeyler yazıyorum falan..Demek o ki bazı insanlar hayatı çok ciddiye alıyorlar..Evet bunu fark ettim ..Size şunu iletmek istiyorum eyy Androidler..Hayatı ne kadar ciddiye alırsanız aldın "Ölcez hepimiz"..

Bu böyle ciddiye alanda pamuklanır,ciddiye almayanda..Buradan çıkarılacak mesaj ciddiye almayın değildir..
Hayat kısa..İyi olun iyiyi sevin..Çok yormadan ,yorulmadan..Neyse falan..Yaşlı triplerine girdim şurada iki dakikada birde ders vereceğim utanmasam..
Mutlu uykular..

Sürücü kursu-1

Dün 1 gün gecikme ile sürücü kursuna bekledim..Yaklaşık 15 kişilik sınıfı yaşlı insanlar kümesi olarak beklerken bir anda benimle akran hatta benden küçük kişilerle dolu olduğunu gördüm iki kişi hariç tabii biri annem yaşında diğeri 30 lu yaşların başları olsa gerek..
Yani inanılmaz olan hemen sınıf kanka falan olmuş..Aralarda deli gibi sıkıldım yani yapacak bir şey yok..Kimseyle tanışmak falanda istemiyordum..Ama tırstım itiraf ediyorum tüm sınıf bir günden makine mühendisi olmuş..Motor çalışmış adamlar geceden ...Kız diyor ki "Dün eve gittim 3 saat çalıştım "..Yuhh be resim alt tarafı 3 sayfa üç saat çalışılır mı ?
Bu arada bugün quiz var bizim sınıf şimdi kesin çalışıyordur ben sınıfın tembeli olarak hala okumadım çalışmadım..Bu kadar tembel olunmaz..
Neyse bunu yazdıktan sonra belki diyorum içime bit motor aşkı falan gelir..Açarım falan..Quiz ne ya ikinci günden..Amma kasıyorlar gören Odtü de falan kursa gidiyoruz sanacak ...
En çok tırstıran tüm sınıf tahminen arkamda oturan bayan(annemle yaşıt olduğunu düşündüğüm) ve ben araba kullanmayı bilmiyoruz..Resmen kompleks olduk herkes geçicek ben kalıcam falan..
Neyse tabiki kalmayı planlamıyorum ...
Vın vın..........

21 Eylül 2011 Çarşamba

PastalaVista

Bugün pandispanya kekinden pasta yaptım..Evet baya uğraştırdı çünkü ahh bu fırın neyse oralar bende kalsın zorda olsa panstamı kurtardım..
Hemen tarife girişiyorum..
Keki için;

1) 4 yumurta
2) 4Fincan toz şeker
3) 4 Fincan un
4) 2 Yemek kaşığı sıvı yağ
5) 3 Yemek kaşığı kaynarsu
6) 1 paket karbonat,1 paket vanilya




Şimdi öncelikle iki kap çıkartıyoruz biri kase diğeri cam bir kap bu resimdeki aslında büyük bir cam kap ama çekimden pek belli olmuyor..Neyse yumurta aklarımızı büyük cam kaba koyuyoruz,sarıları ise başka bir kaba..Mixerle akları çıpın benim gibi koskocaman kabarıcak sanki kremşanti gibi olucak..Sonra üstüne 2 fincan toz şeker koyuyoruz diğer 2 fincan şekeri tabiki sarıların üstüne şutluyoruz..
Şimdi yumurta akı ve beyazı öyle bir çırpınki koskocaman olsun iyice içinde yok olsun..
Gelelim sarılara onlarıda şeker ve yukarıda yazılı olan 3 yemek kaşığı kaynar su ile iyice çırpın taki baya bir şekerleri gidene kadar..Şeker eriyince yağ ile çırpın...


Un,karnonat vevanilyayı aynı kapta bir elek veya yoksa makarna süzgeçlerinin(ince delikli) olanlarında eleyiniz üstüne hem beyaz hemde sarı yumurtalı karışıız koyuz ..Karıştırın..
Tepsinizi katı margarinle yağlayın diyor ama ben hiç margarin tüketmediğim için sıvı yağ ile tepsimi yağladım..Püf noktası tepsiyi unlamayı unutmayın..




Krema yaptım ama onu yazmayacağım pek çok kişi krem şanti ile yapabilir.Ben kendim yaptım..
Pastanın yandan hamur halınlığını ve kremasının yarısı konulduğu zamanki hali..Şimdi değil ama ilerleyen saatlerde dilim halinide paylaşabilirim..
Herkese afiyet olsun..

20 Eylül 2011 Salı

Acil Kokusu

O koridorlar hep aynıdır..Hep aynı koku vardır..Ölüm korkusu kokusu..
İlaç kokusu vardı ,ümit kokusu,iğne kokusu..
Bugün gene ezberlediğim yüzler oldu..Mesela karşımda duran jandarmanın yüzünü ezberledim..
Evet çizdirtmek istersem tamamen çizdirirdim..O an sadece karşınızda duran ilk insana kitlenip bakmak gibi birşey yaşıyor insan..
Endişelerini çizebilirim..Evet en çok endişe çizilebilir bir hastanede..
Bu durum olmasa belkide sağlıkçı olurdum..Ama çok sık gittiğimden yorgun düştüm..
İnsanlar hep mutsuz..Nasıl olsunlar ki..
Zaten bir süreden sonra uykusu geliyor insanın..Karşındakine baka baka uyuyasın geliyor..Hiç tanımadığın insanlar hastanede sana yakın olur..Yolda konuşmazsın ama orada herkes eşittir..Herkesin hastası yada hastalığı vardır..
Kimine acırsın kimi sana acır falan...
Ben duygularımı anlatmak istemiyorum..
Sadece bunu yazmak  istedim  o kadar..

19 Eylül 2011 Pazartesi

Seçimlerimiz

Bazı hallarde acaba şöyle değil de böyle yapsaydım ne değişirdi diye düşündüğüm oluyor..Mesela onu seçseydim ne olurdu..Hayat bir seçimlerden ibaretken hangisinin doğru olacağını kestiremiyoruz..Hiç birimiz belki çok azımız bunu başarabiliyor..Böyle olunca bir "Keşke"ve "Ah" eklentileri peşimizce umarsızca koşturuyor..Yalın ayak bir kılıç ile..
Bazen ya çok geç başlıyoruz hayata belki de çok erken başlıyoruz..Hayat malesef bu..Ve bazen başkasının hayatı için kendi seçtiğimizi, seçtiğimize diyemeden yitip gidiyor..Bundan sonra bir türkfilmi kıvamında akışkanlık dram silsilesi illaki başlamıyor..Ama hayatında bu karar her adımda devam ediyor..Çünkü anı dediğimiz olay bir yerin yara gibi kapansa bile dikişler acıyor..
İnsan binlerce tercihten ibaret..Elma yerine çilek yiyebilirsiniz..Ama o zalim elma aklınızda kaldıysa..
Tabiki ikinci şans var mı bilemiyoruz bazı koşullarda tek şans olduğu kesindir..
Hayat Ö.s.s misali şıklardan doğrular ve yalnışlardan ibaret kimse boşları önemsemez ne kadar doğrun var ona bakarlar..3 yalnışın bir doğrunu sildiği bir hayat burası öyle değil midir?
Bir hata yaparsın tüm doğrularında gidebilir..
Neyse bir hata ile bir insan bir hayatta nasıl tüketilir..
Bunu biliyorum..
Hatanın farklısı bu..
Öyle kimseyi kırmak dökmek falan değildir..Öyle çok kırıcı biride olamadım şu zalim hayatta ...Bu kibarlık öldürecek beni en sonunda ya neyse işte..
Şimdi bende özgür kalmak dileğindeyim..
Ve evet bugün hayat çok güzel..Bundan sonrada güzel olmalı..



"Ya ben erken doğdum hayata
Yada sen çok geç kaldın bana "

dizeleri ile olayı bitiyorum..

18 Eylül 2011 Pazar

Dear Dad

İyiki doğdun iyiki varsın..
Benim sırdaşım,babam,koruyucum,arkadaşım..
En büyük korkum ilk aşkım..Dünyada en güvendiğim erkek..
En büyük korkumsun çünkü beni bırakma ihtimalin korkutur beni..İlk aşkımsın çünkü kızlar için babaları hep başkadır babam değil "Babişkom"sun"Bubali"msin...Herkes baba olabilir ama kaç baba Babişko olmuştur ki..
Her gün bıkmadan usanmadan beni kabuslarımı dinleyen tek insansın..
Her sabah kahvaltımı hazırlayan..Kabus görünce sırtına sarılabilme özgürlüğüne sahibim sayende..Küçükken ıslak saçlarımı kurutup ören babamsın..
Hiç baba saç örer mi ..Benim babam örer...Sana en büyük hediyeyi vermek isterken..Sen benim en büyük hediyem olup çıkıyorsun..
Kırmayan babam kıramadığım babam..
Seni çok seven mavişinden..
İyiki doğdun..
Sevgilerin en içten ve katıksız haliyle..

"Soğuk ve şehirler arası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan 

Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam..."*






(alinti; Yilmaz Erdogan)


Kırmızı Ressam Beresi

Deli olacağım nasıl olurda bu bereyi hiç bir yerde bulamıyorum ..Eğer bu kırmızı ressam beresinden gören olursa bana buradan yorum yada mail şeklinde atmasını görenlere rica ederim..Teşekkürler..
Nurgül Yeşilçay
Daisy adlı kore dramasından alıntı
Ünlü bir rus şarkıcının klibi


Daniel Powter - Bad Day


Benden bu günü kötü geçen herkese...


Yağmur Bu Şehire Uğra

Bu şehire yağmur yağmazsa benim yüzüm nasıl gülsün..
Nasıl göz yaşlarımı rahatca akıtabilirim yoksa..
Keşke yağmur yağsa..Kafama beremi takmazdım..Çıkartırdım..Yüzümü yağmurun öpmesine izin verirdim..Hem yağmur kirletmez..Temizdir öpüşleri yağmurun..Karşılık beklemez yağmurlar..
Yağmurları severim ben...Şu çisildeyen yağmurlar..Bu yüzdendir belki en çok ilk bahar sevdam..Çünkü en güzel yağmurlar nisan yağmurlarıdır..Hem yararlıdır nisan yağmurları..Hiç bir yağmura benzemez onlar...
Herkesin sevdiğidir yağmurlar..Yağmurlar başlar tüm başkılar..Mutsuzdur insanlar yağmurlu günlerde..
Bugün yağmur yağmalıydı mesela..Ben üzgündüm mesela..Yağmurum nereye yağıyor..
Kime yağıyorsun ey yağmur..
Kimleri ıslattın hangi ağaçları,yaprakları,böcekleri...

Yalnızlığın Adı

Kalabalıklar içinde yalnızlaşıyorum..Kendi kabuğuma gömülüyorum insanların beni fark etmesini sağlamaya çalışırken kendi içime daha çok batıyorum bazen..
Yalnızlık..Sadece üç heceden ibaretken nasıl oluyor da tüm yaşam olguma sahip olabiliyor..Nasıl oluyor da tüm şairler tüm şarkıcılar o şarkıları benim için yazıyorlar..
Dünyada kaç bin yalnız insan var..
Benim gibi mi hepsi...Evet mi..Evet..
Bir hayat oyununda başrol olmak..Kesin olan şu ki milyonlar için bir figuran ama kendi sahnesinde bir star..
Aslında kaç yalnız var şu dünyada..Kaç kişi yatağında ,koltuğunda,masasında yalnız...
Yalnızlık bir hastalık gibi kemirirken ..Düşen omuzlar..Kararan göz içler..Ruhun bile ferini çeken azrail gibi..Ölecek insanın üstüne konan sinek gibidir yalnızlık..Nereden ısıracağı belli olmayan..Aynı tekerlemeyi söyletende ..Beni yazmaya itende..Tüm gün yazmaktan çekende...Ah bu yalnızlık değil midir?..
Peki nedir yalnızlığı bu kadar değiştiren..Nasıl başka duyguları yaşar aynı anda...
O yüzden hayat bazen boş dünya hoş oluyorsa suç bizim mi..
Pek çok şeyi yargılamak isterdim ama yasakların olduğu bir dünyadayım..Ve bana çizilen yollarda sınırlı tellere kanımı bıraka bıraka yürüyorum..Sınırda aşa bildiğim kadar ..Derim sürtsede o tellere yinede yapabileceğimin sonuna kadar yapıyorum belki de...Tabiki küçük bir kısmı bu..
Şuan istediğim  dünyanın en yalnız dağlarında kuzularla koyunlarla birlikte dolaşmak bir ilk bahar rüzgarı esmeli..Bir kuzu sesidir ki uzaktan doğru duyulmalı..Annesini çağırmalı..Merakla peşlerinden koşmalıyım..Korkup açmalılar bana ortalarını ...İşte onlar kadar rahat onlar kadar ürkek olmak..Onlarla olmayı isterdim..Biliyorum insanlardan daha iyi dindirirlerdi yalnızlığımı...Sorun şu ki önemli olan var olmak değil..Var olduğunu hissettirmektir..
V kadar dolu dolu olmayı isterdim..V gibi birini görmek isterdim dünyada..Belkide Casabalanca daki Rick de görmek istediğim biri olurdu..Belki de John Nash...
Bu adamlar hep kararlıydı ..Evet bunu bana aşılasınlar isterdim ..Nasıl yalnızlıklarında bu kadar dolu bu adamlar..Bende öyle olmak istiyorum...Yalnızlığımda çoğulmak...
Her an hayattan uzaklaşmamak ..Artık çırpınmak istemiyorum..Beni birinin tutmasını istiyorum..Dibe batarken..Yavaş yavaş..
Yüzümde bir gülümseme..Serin ılık turkuaz rengi ,altın kumları olan denize gömülürken ellerim havada..
Son havamıda ciğerlerimden boşaltırken birer balon gibi..
Bir el tutsa..
Kimse kimseyi tutmaz mı ?
Böyle şeyler olmaz mı ?

16 Eylül 2011 Cuma

Çözdümmmm

Einstein ın ünlü sorusunu çözdüm yatağımda uyutmuyor migrenim tuttu ,midem bulanıyor ama soru uyutmuyordu..Kalktım başladım çizmeye meğer dün soruyu ilk okuduğumda ikinci cevabın doğruymuş..
Sonunda mis gibi uyku çekebileceğim..Kafamda küreler olmadan ...
İyi uykular

Melekler

Meleklere inanır mısınız?
Pek çok kişinin inandığı ama önemsemediği görülmeyen varlıklardır onlar..
Benim sevdiğim dinsel öğelerden biridir zaten iki öğeyi çok severim dinsel olarak
Meryem Ana ve Melekler..
O yüzden bugün meleklerimden biraz söz etmek istiyorum...
Onlar görmediğimiz haklarında hiç bir fikre sahip olmadığımız varlıklardır ama herkes sadece bizim dinimizde değil en ilkel dinlerde bile melek olgusu kültürü vardır..Bizi koruduklarına hatta tertemiz olduklarına..Bir çift kanadı olduklarına inanırız böylece uçarak bizi koruyabilirler..

Onların bembeyaz kanatları vardır..Çok güzeldirler..Erkek yada kadın olarak tasvir edebiliriz..
Bende meleklere çok inanan seven biri olarak neden böyle bir yazı yazmayayım dedim..
Geçen aylarda İstanbul a gittiğimde kendime bir melek kolyesi aldım..Takınca koruyor gibi geliyor..Tabii yok öyle birşey biliyorum ama dokunmak parmak uçlarımda hissetmek hoşuma gidiyor..

Dün bir dilek ağacı gördüm önünde resim çekilirken dükkan dikkatimi çekti dükkana aitti ni tekim ağaç..Dükkanın tepesinde şöyle yazıyordu "Herkesin Meleği Vardır!"..Var mıdır?Yok mudur?Bu tartışılması bile gerek olmayan bir konu çünkü bilemiyorum sadece var olduğuna inanmak istediğim bir olgu..
Tam dükkanın yanından geçiyorum ne göreyim dünya güzeli yüzlerce melek farklı duruşlarda farklı boylarda bembeyaz yüzler ve kanatlarla..Hele o kar kürelerine ne demeli hemen fiyatlarını sordum alırım onları ben kafama koydum ya artık..İnternette uzun bir arama sonunda o kürenin aynısından buldum tabii bir tanesini daha bir sürü vardı :)
Buda tatlı melek..



İçimi sıkan şey evde neredeyse hiç melek şekilli bir biblomun olmayışını fark etmiş olmamdır..
En yakın zamanda bir kaç melek edinmek gerekli olmuş..
Şimdi gördüğüm diğer bibloların benzerlerinden buldum onları paylaşacağım..

Bunlarda tatlı biblocuklar..Ve böylece bir tanıtım işlemini daha başarıyla bitirdim...
Melekleriniz bol olsun..Hep yanınızda olsun..

Not:Güzel bir video buldum..Minik bir tuvale melek yapım işlemi anlatıyor..İlgilenenler için mükemmel ..İyi seyirler..

Not:Buda benim kolyem ..Aslında sondaki renkte yani gümüş ama flaşın etkisiyle birinci resimde altın rengi çıktı sanırım arka fondan kaynaklı..





Hediye Eiffel

Evet görmüş olduğunu heykeller dün bana Fransadan gelem halamın hediyesi bende buraya koymak istedim..Geçen sene gelecekleri zaman ne istediklerimi sormuştular bende parasını vereceğimi söyleyerek bir eifel kulesi istemiştim..O zaman gelirlerken unutmuşlar bu sene tekrar gelirken ayy bu poşette ne diyerek bir baksınlar eifel kulesi hediyeleri hemencik çantaya atıvermişler hem bana hemde kız kardeşime aynısından getirmişler hak kalmasın diye..Parasını vermek istedim ama kabul etmediler..Bayrağın arkasında yazanlara göre Yapan kişinin adı Gustave Eiffel miş..Kulenin uzunluğu 324 metre ve ağırlığı 10,100 ton bulunmakta yapım yılı 1889..
Böylece tatlı Eiffel imede kavuştum ..Acaba diyorum amerikadaki kuzenimden özgürlük anıtı heykelimi istesem :) Şaka şaka onuda kendim alırım artık inşallah birgün ...
Bekle beni fransa bilmem kaç yıl sonra oradayım..
Buradan halama ve ailesine sonsuz minnet ve şükranlarımı sunarım..

15 Eylül 2011 Perşembe

YEP..

Bugün moralim bozuk olduğundan ..
Ailecek bir kumpasa maruz kaldım..Beni kardeşimle hastaneye gitmek için yolladıkları yetmezmiş gibi birde hadi gezin siz dediler..Ve gene gezdim..Çok yoruldum..Gezmekten sıkıldım..Odamı özledim...
Önce ayran sonra gazoz üstüne su üstüne kola içtim..Mideye bakın buda yetmedi...Önce kokoreç ardından midye yedim...Pes dedirttirecek cinsten bir menüydü..Neyse şimdi iyiyim herşeyi kafamda temize çektim..Kahrolsun iki yüzlüler yaşasın açık yürekliler ..

14 Eylül 2011 Çarşamba

Sil geç..

Şuan düşündümde Facebook taki tüme yakın arkadaşlarımın tamamını silsem mi ?
Nede olsa işe yaradıkları falan yok..
Sanki 200 kişinin tamamıyla dostmuyum ki ..Değilim yani neden varlar falan..
Kafam atık ya şimdi asabiyim yarına kadar geçer düzelirim..
Baya baya iyileşme kat ediyorum her saniye ..
Hep biliyordumda bugün emin oldum..Aileden iyi dost yok..
Şık, şık, şık, şık
Ruhunun içini göstermeyeni
Mesaisiz aktörleri
Gözü gören kalbi nankörleri
Sil geç hadi sil geç, geç
Yere bakan yürek yakanları
Egosuna megosuna tapanları
Gönlünü mala mülke satanları

Evet ağladım ..Ağlarımda ..

Şuan  saat 21.11 ..Ağlıyorum..
Moralim çok bozuk..Elimde değil..Konuşmak için mesaj attığım arkadaşlarımın tamamı şöyle yazdılar..Meşgulüm yarın konuşalım mı ?..
Bir daha o kişiler bana ulaşabilirlerse konuşabilirler..(imkansız)
Evet ağlıyorum zır zır eşimde değil..Ağlamak iyi geliyor işte ..Ağlarken yazmak zor oluyor ama olsun..Sadece şunu diyeceğim..Yalancı fesat olmazsanız arkadaşlarınız olmaz bakınız : hepsi gidiyor..Malesef dedikodu yapacak potansiyelim yok herkes dedikoducuları seviyor anladığım kadarıyla..Ziraa yakın arkadaş dediğim kişi bile başklarını bulunca beni bıraktı..Neyse hoşçakalın..


İyi Yüreklim

Kendi dünyam var benim yalnızca benim olduğum..
Kimsenin bilmediği görmediği..
Görmeyi tahmin edemediği..
Gizlerim var benim kendimi şaşırtan insanları şaşkına çeviren..
Hepsi benim ama herkesin görmediği bir ben..
Yalnızca yüreğime bakabilecek birinin göreceği bir ben..
Daha sığ daha derin..
Daha hüzünlü bir ben var içeride..
Anlamaya imkan vermeye..Bir zırhla çevrili..
Bir şarkı var dilimde tutturduğumçç
Yalnızca kendimi söylediğim şarkılarım..
Ve hayallerim var sadece kendi üstüme kurduğum temelleri..
Öğrendim ki başkalarının üstünden hayal olmuyor..
İçimde danslarım var benim..
Kimsenin görmediği valsler..
Kimsenin bilmediği şarkılarla..
Bir beni uğurladım içimden ..
Bir benki uğurladığım "iyi yüreklim"..
Bir ben var ki içimden taşacak diye tuttuğum..
Görene has..Gönlüme ait..Bir kafeski yürek ..
Kırıp gezemez gögüs kafesi zindan..
Öyle işte..
Kavuşuruz değil mi..
Bilmediğim bir şey..
Bir hayal..

Başlığı Taner-İyi Yüreklim adlı şarkıdan esinlendim..Bilmiyorum işte içimden geldi..

13 Eylül 2011 Salı

Noel Baba Aşkı

Evet bir kaç yazı altta Noel baba abajurlarımdan bahsetmiştim hatırlarsanız..Hemen resimlerini çekip koymaya karar verdim biraz çirkin çıkmış olabilirler ama aslında hepisini çok seviyorum ve çok tatlılar bence :)
Madem sence sence neden eleştiri karşıtıysan koyuyorsun derseniz..Hoşuma gidiyor..Eleştiri karşıtı değilim ..Çok tatlılar ahh pamuk şeker onlar ..
İşte benim noel babalarım..
Bu kardeşimin olan uykucu Noel baba ..Kardeşime benziyor.
Bu benim yani kitap okumayı seven Noel baba..Tıpkı ben.

                                         Bu sanırım dedem olabilir sakalları var onun gibi..
                                       Bu aslında bir küreydi içinde su ve köpük olanlardan
                                       alttan çevirmesi var dönerek şarkı söylüyor..Ama
                                       Kerem efendi kırdı malesef kardeşim çöpe atacaktı
                                       ben izin vermedim..Lütfen diğer öğelere dikkat etmeyin :D




İşte bunlarda Elimin altındaki Noel babalardı..Umarım hoşunuza gitmiştir..İlk iki tanesini beğenenler Tansaştan yakın zamanda temin edebilirler..En alttakinide Assortie markalı mağazadan var ise tabiki alabilirler..Sanırım aralık ayında tekrar satacaklar..Ben gene kardeşime yenisini almak zorunda kalacağım :'(

Bardak altlığı alacaklara

Daha demin minik hazine sandığımı karıştırıken Bana Koreli bir dövüşçü tarafından armağan edilen hediyeleri hatırladım..
Bana çok hoş bardak altlıkları hediye etmişti onları hem buraya koymaya karar verdim hemde hoşunuza giderse aynısından temin edebileceğiniz bir sitede buldum..
Kim Jong Rae nin resimlerini yaptığı bardak altlıkları Kore halkının geleneksel hayatlarını ve kıyafet tarzlarını gösteriyor..
Site;http://www.korean-arts.com/bowls_plates/Trays%20and%20Coasters/hong-pa_paintings_coasters.htm
dır..Fiyatıda makul 12 $ a temin edebilirsiniz..Resimleri üstüne basarak büyütebilirsiniz..




İn-Out

Bugün sevgiğim ve sevmediğim şeyleri listelemeye karar verdim..
Bence bunu yapmak benim için iyi bir piskolojik bir destek olacak belki diğer yazılarımda da amaçlarımı dile getirebilirim..Kim bilebilir..
Sevdiklerim;
*Nutella
*Her türlü makarna
*Yep yeni tatlar(ülke mutfakları)
*Renkli kalemler
*Her türlü boya,tiner(Kokusu ilginç :O)
*Geneksel ve tarihsel film ve diziler
*Yoga
*Kırmızı ve pudra rengi
*Küpeler ve kolyeler
*Kitaplar :)
*Ailem
*Gülinim
*En işe yaramaz malzemeleri kullanır hale getirmek
*Ev temizlemek
*Sakız çiğnemek
*Resim yapmak
*Saç fırçası veya kumanda ile şarkı söylemek
*Yemek yapmaya çalışmak
*Açık sözlülük
*İki yüzlü olmamak
*Saç bantları
*Düz saçlar(kendim dalgalı olduğumdan özeniyorum )
*Ferah oda
*Tablolar yapmak
*Antikacıya gidip saatlerce oyalanmak
*Plaklar
*Orjinal Cd ler..
*Noel baba abajurları..(her türlü noel babayı severim odamda 4 den fazla sanırım noel baba var çekip koyayım )
*Mumlar
*Tütsüler(meditasyon kokusu favorim)
*Lazca ve karadeniz yöresi müzikler dinlemek(karadenizle hiç bir kan bağım olmamasına rağmen )
*Evrensel ırk olmam
*hümanizm,Antifaşizm
*Kör ebe oynama
*Film izlerken zırt pırt heyecanlanmamak(o kadar heyecanlanıyorum ki 2 saatte izleyemiyorum endişe içinde evde dolanıyorum keşke bu olmasa)
*Ballı süt
*Her türlü süt ürünü

*Rujlar(ha şöyle bayan olduğum belli olsun)
*Uzun elbiseler
*Hayal kurmak
 *Günlük tutmak
*Melek şeklinde kolye takmak(koruyor ne yapayım)
*Meryem ana(Tarifsiz sevgi duyuyorum ne yapayım)
*Her beğendiğim parçayı 3 ay dinlemek
*Patatesli börek
*Kaymaçina
*Kola
*Fotoğraf çekmek
*Yeni diller öğrenemek-istemek
*Seyahat etmeyi
Falan filan sonsuza kadar gider bu..
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sevmediklerim;
*Bencillik
*Birbirlerini insanların dinlememeleri(eminim insanlar birbirlerini dinleseler anlamaya çalışsalar savaş çıkmazdı)
*Bozuk süt
*Çiyan
*Turuncu ve Sarı renkler
*Emo müzikleri ve Emolar
*Erkekte uzun saç
*Kadında uzun tırnak
*Dağınık ev ve odalar
*Baklava
*Sevmediğim şeyleri yedirmeleri
*İnsanı tanımadan onları yargılamak
*Engellilerle alay edilmesi(Tahammülümün olmadığı yegane konu)
*Cinayet kitapları
*Testere tarzı filmler
*Hayvanlara ve doğaya zarar verilmesi
*Greenpeace ci olmanın kötü birşey olarak algılanması
*Öğüt verilmesi(din konusunda)
*Açılmaya filmler
*İndirlemeyen müzikler
*Gidilemeyen konserler
Sanırım benim dünyada sevmediğim şeylerin çoğu insan temalı o yüzden buraya hepsini yazmak istemedim..Şöyle bir düşününce sevecek o kadar şey buldum ..Sevmeyecek az şey nerdeyse sevmediğim herşey neden insanlara ait bilemiyorum..
Not:
*Özgürlük vaadiyle başka ulusları parçalayan zihniyetleri sevmiyorum hemde hiçççç...

12 Eylül 2011 Pazartesi

En güzel Hediye..

the magic of makeup  adlı blogger sahibi yeni bir kampanya başlatmış..Hemde en şahanesinden tam olarak neye bakarak ödül veriyor bilmiyorum ama kazanana Mulbery marka çanta veriyor :)

Bellimi olur şu talihsizliğime bir talih çıkar :)
İşte o Güzel Çanta modeli..

Anlayanlar el kaldırsın..



                                                   Anlatmak istediğimi anlattığıma inanıyorum..

Bu uydu!Kafama çok uydu...

Daha demin bir haber okudum doğduğum sene uzaya fırlatılan bir uydu bu sene ekim ayının ortalarında 57 kuzey ve güney arasına bir yerelere düşecekmiş..Bu yerde Türkiyede varmış :)
Kendi kendime diyorum ki bu uydu kesin benim başıma düşer..
Talihsizim ben biliyorum kendimi..
Ne zaman yüzüm gülmüş ki yani aşkta yok,kumarda yok..Yok allah yok..
Bir sevenimiz bile yok..Ağlayanımız zaten yok..
Uydu gelir kesin benim kafama çarpar bakın görün..
Şaka bir yana bunları yazdıktan sonra o uydu kafama düşerse şom ağızlı olduğumu düşüneceğim..
Neyse sevgili uyducumuz umarım masum köylülerin başına falan düşmez..
İnsan düşünmedende edemiyor bugün uydu düşer yarın ay düşer...Aman boşverin düşen düşer.
Bu şapkada kafaya fena uymuş dedenin
Dedenin cevabı "Bu uydu!Kafama çok uydu":)


Yeni Kitabım

Sanırım 4 yada 5 gün oldu..Bir arkadaşım Elif Şafak ın "İskender"adlı kitabını aldı bana..Aslında uzun zamandır istiyordum ama son zamanlarda orjinal kitaplar gerçekten çok pahalı o yüzden alma imkanım olmuyordu çünkü ben tek kitap almakla yetinen biri malesef değilim bir gittiiğimde 4,5 kitap alan biriyim çünkü kitap okumayı çok seviyorum..Kitaplarıma büyük bir değer veririm..Onlara pek çok insandan daha çok güvenirim..Asla seni üzmek için uğraşmazlar..Onları başkaları yazmıştır..Kimisi çirkin yazar kimisi süslü püslü yeni gelin gibi..Kimisi vurdulu kırdılı yazar kimisi aşk..Ben içinde cinayet olan kitapları pek okumam hatta hiç okumam..Tabii İskenderin annesini öldürdüğü durum buna uymuyor farkındayım ama bu onu okumamı engellemez çünkü bu vahşet kitabı değil..Benim kasıt ettim Stephen King tarzı kanlı kitaplar ..Stephen King inde sadece kansız zararsız kitaplarını okumuşşuğum var zaten..Bu arada konudan resmen sapmadan hemen toplasam iyi olacak..
Yeni bir şeyler okumak isteyen kişiler için gerçekten çok hoş bir kitap..Eğer ben oradan oraya her kesin duygularını bilmek istemiyorum diyorsan okumazsın..Ama benim gibi ayırt etmeden büyük bir açlık ile kitap okuyorsan evet bu kitap sana göre..
Kitap aslında neden İskender anlam veremiyorum çünkü bence herkese tabii İskendere biraz daha imtiyaz var ama herkesden bahsedilen bir kitap..Tek iskenderin bakış açısı yok..İskender e üzülmemek elde değil..Yada Pembe'ye..
Genç olmak ,toy olmak insanı bu kadar mı yalnışa iter diye düşünüyor insan..Ya o kahrolası Töre zihniyeti..Nereden gelmiş bu illet hiç anlamam...töre kadar çirkin birşey varmıdır?..Ben örflere karşı biri değilim ama töre anlayacağım birşey değil..İnsan nasıl kendi canına kıyar ben anlamıyorum benim anlamamın çok ötesinde birşey bu ...
Yalnışlar silsilesi bence...
Ben kitabı özetleyemem gerçekten ..Çünkü şaşırtıcı bir özelliğe sahip özetlersem herşey anlaşılacak..
Bende bunu asla yapamam...
Neyse daha şimdi bir resmini çektim kitabın masamın üstünde..Biraz dağınık olan bir masam var ...
Genelde toplu olmama rağmen masası toplu olmayan bir insan nasıl olabiliyorum bilmiyorum...
Neyse iyi okumalar..

En Sevdiğim Dizi-Dong Yi

Şimdi size bahsedeceğim dizi benim hayatta iki sevdiğim diziden birincisi kore yapımı olan dizin adı "Dong Yi"..İkincisini artık bilmeyen var mı yine de anımsatayım "Medium"dur..Tabii konumuz medium değil mediumdan daha önce bahsetmiştim..
Dong Yi ,dizinin baş karakterinin adı..Gerçek bir tarihi olaydan alınmış olan dizideki herkes gerçekten yaşamış ve olaylar güzel bir dille anlatılmış..Saraydaki entrikalar,gruplar arası rekabet..En önemli kısmıda dong yi nin bu olaylarla ilişkisidir..Dong Yi bir ceset inceleyicisinin yani şimdiki adıyla otopsi uzmanı bir adamın küçük kızıdr ..Kızın hayatta sadece bir abisi (Sarayda çalgıcıdır) birde babası vardır..
Dong yi bir gün nehir kenarında yürürken ölmek üzere olan bir adam fark eder, adam ona bazı el hareketleri gösterir..Dong yi yardım çağırmak için emniyet kuruluşu tarzı  bir yere gider orada gördüklerini anlatır,adam ölmüştür,babasıda otopsi yapar..Bu sırada ülkede pek çok üst düzey kişi öldürülmekte ve tüm suç fakirlerin kurduğu bir grubun "Kılıç Kardeşliğinin" üstüne yıkılmaktadır..Dong Yi nin bilmediği babasının kılıç kardeşliğinin lideri olduğudur..Herşey büyük bir entrikadan sonra grubun üstüne kalınca hem grup hemde onların aileleri öldürülmeye başlanır..Fakat Dong Yi kaçmış ve gelecekte babası ve abisini aklayacağına yemin etmiştir..Bu sırada sokakta kaçan Dong Yi genç bir Lady nin ,ölü adamın yaptığı el hareketinden yaptığını görür hem şaşırmıştır sormak ister fakat o sırada inzibatlar yaklaşınca imkan bulamaz...
Aradan yıllar geçer Dong Yi kendini sarayda bir köle olarak aldırtmış müzikçilerin yanında hem su taşımak hemde onlara her türlü yardımda bulunmakla görevli çok akıllı ve güzel bir kız olmuştur..
Dong Yi ,kralla tanıştığını bilmeden onunla arkadaş olur ve onun tüm hayatını değiştirir..Hemde tümüyle..İyi seyirler..
Hem şarkıları hemde oyuncuları gerçekten çok güzel olan bir yapım..Bu diziyi benim gözümde özel yapan her bu diziyi izlediğimde kendimi güçlü hissetmemdir..Çünkü Dong Yi nin ne kadar çaresiz durumlarda kaldığını gördüm ve bunları başarmak için çok çabaladığınıda ..Kimsenin bir "Hiç" olmadığını insanın bulunduğu statüden üste çıkacağını ,azmin ve iyiliğin herşeyin önünde olduğunu gördüm..Bu benim için bir dizi değil ,belkide hayat adımı..Hiç bir zaman bir dizi izler gibi izlemediğim, kendimi Dong Yi nin yerine koyduğum güçlendiğim örnek aldığım yegane dizidir..Dilerim bana ışık veren bu dizi sizinde kendinizi değerli hissetmenizi sağlar..
Ayrıca şunu belirtmeliyim ki Koreliler kendi tarihlerindeki yalnışlardan utanmayan ve bunlardan örnek alan bir toplum olması çok hoşuma gidiyor..Keşke bizde öyle olsak sadece Muhteşem Yüzyılda Süleyman Hürremle birlikte oldu diye ayaklanmasak..Biz kabul etmesekte onlar birlikte oldu ve çocukları oldu..Gerçeklere bu kadar kapalı olmasak..Birde araştırsak öğrensek ne güzel olur..
Neyse şimdi dizimin resimlerini sunayım..
                                              Benim Tatlı Dong Yi'm
Dizimizin Cadısı Lady Jung-Bir dönem kraliçe
                                       Uraboni(Abi)-Dong Yi nin abisinin en yakın arkadaşı olup
                                             Kılıç Kardeşliğinin eski üyesi -Mükemmel insan
                                 Kral Sukjong ve Dong yi-Kral Sukjong,DongYi,LadyJung,Uroboni

Gördüğünüz gibi bunlar bizim yapı taşlarımız aslında pek çok kişiyi şuan resimlere dahil etmem çok zor aslında bir kaç kişiyi daha eklemeliydim ama olmadı ..Bende araştırdım YouTube dan hem DongYi OST dan ensevdiğim şarkıyı içeren hemde içinde herkesin tanıtıldığı bir video buldum...

1.Video Sadece Kişileri Tanıtıyorum..2.Videoda Dizideki Hoş Sahneler..


Resmen ikinci videoyu izlerken gözlerim doldu zaman zaman..Tahminen anlamanız mümkün değil..Mesela sanırım 5.sinde Dong Yi ye kızıyor sen neden beni korkutuyorsun diyerek..Dong Yi onun kral olduğunu öğrendiğinden kafası aşağı eğik yüzüne bakamıyor oda emir verip ona başaını kaldırmasını söyleyip şakalaşıyor..Vs..Türkçe altyazılı olarak Asyadizi den veya Ezgidizi den izleyebilirsiniz..
İyi seyirler..