31 Mart 2012 Cumartesi

Erim bu hoopidi şen şakrak şarkı sana gelsin madem


Not:sayende fark ettim ki müzik albümümde bir tane şen şakrak şarkı var.Büyük kayıplar içindeyim resmen hüsrana uğradım ben meğer ne duygusal embesil takılıyormuşum evet sayende bunu anladım..Aklıma şuan gelen ikinci bir şen şakrak şarkıda malesef ki şu ;

Hadi şarkı dinleyelim millet


Necati Doğa Ebrişim feat. Burçin Işık - Benim Ol

Necati Doğa Ebrişim feat. Güneş Ebrişim - Gitme

Necati Doğa Ebrişim feat. Güneş Ebrişim - Gitme

30 Mart 2012 Cuma

Alarm Müziğim

İşte her sabah beni uyandıran şarkım Soko-Take My Heart 

Boşuna değil((mi?))ni hikaye)

Hiç bir şeye tamah etmeme gerek yoktu..Canım ne isterse onu yaşıyordum belki de ne olursa olsun ben hayallerimin peşinden gidiyordum..
Gençtim o yıllarda bunları düşünerek zaman kaybedemezdim..Bir adam sevmiştim..Ne sevdiği belliydi ne sevmediği..Aramızdaki derin uçurumlara devamlı köprü kurmaya çalışıyordum..

Düşüncesiz değildim.Çok düşünüyordum..Bazen onu bırakıp gitmeyi düşünüyordum.Onunki sadece alışkanlıktı besbelli ,peki ben niye hala onda duruyordum?
Bir gün denizin kıyısında oturup onu düşündüm.Zihnimde beliren yüzünü gördüm ona bir mektup yazmalıydım ama yapmadım.Bazen ona yazardım ve yollamazdım .Yazar ve silerdim.Siler ve silerdim.Ben ne yaparsam yapayım olmayacağını bilirdim de itiraf edemezdim gençtim.Hayatımın en güzel yıllarıydı.Umut elime kalan tek şeydi.
Onun yaptığını anlamlandırmaya çalıştım zihnimde sadece bir şey çıktı karşıma "Hepsini dene en iyisini seç"  yani bende bir denektim.Benim görmediğim bilmediğim diğer kobaylardan herhangi bir farkım yoktu.Peki hala neden duruyordum ? Çok mu sevmişti beni,üstümemi titremişti.Aradığım o sınırsız sevdayımı vermişti bana.Ne vermişti sadece, umut vermişti işte buydu.Benim sorunum buydu bir umudun peşinden gidiyordum.
Fakat o yıllarda bunları ne kadar düşünsem de ondan vazgeçmenin vakti gelmemişti bunu da çok iyi biliyordum.Ne olursa olsun keşke demeyecektim.Ama ve lakinler yoktu benim hayatımda.Sadece iyikilerim olacaktı.
Ben hep böyleydim değişemezdim.
Elimdeki şiir kitabının bir sayfasında yazan şu dizeleri okudum ;
"Boşuna değil her dakika seni hatırlayışım
Boşuna değil her akşam içime bir garipliğin çökmesi
Bu şehrin bütün sokaklarında yana yakıla
Seni aramam boşuna değil
Boşuna değil "pazarları" sevmeyişim

Durup durup içimin kararması
Gözlerimin dolması apansız
Boşuna değil boşuna değil inan sevdiğim
Bu dalıp dalıp gitmeler
Bu dayanılmaz özlem
Bu sevda boşuna değil!Kolu kanadı kırık bir serçeyim senden uzakta
Suyu kesilmiş bir çeşmeyim
Bir gece lambasıyım
Kırılmış,sönük
Biliyorum her şey seninle güzel
Her şey seninle büyük

İnan sevdiğim inan!
Yıllardır aradığımsın,ömür boyu beklediğimsin

 Ben bir martıyım,yalnız,küçük
Sen dalga,dalga denizimsin.
Koşmak sana doğru,yaşamak senin için
Tek başına değil 
İnan sevdiğim inan!
Seni bunca sevmem boşuna değil."
Ümit Yaşar Oğuzcan



Kendime kaç kez okumuştum bu şiiri "gerçekten boşuna değilmiydi?" belki de boşunaydı tüm çırpınışlarım.Benim olmayacak biri için çırpınıyordum göz göre göre ama yaptım.Çırpındım,kırıldım ve bekledim.Sonunu bilmeden.
Bir gün uyandığımda kendime şöyle dedim.
"Bu duruma devam etmeyeceğim"..Kendimi dünyaya kapattım.Ne yapmıştı o günden sonra..Belki ağlamıştı,belki umruna takmamıştı,belki diğerleriyle yola devam etmişti.Hiç birini bilmedim.Bilmeyecektim.
O sabah beni vazgeçiren neydi.Bunu hiç düşünmedim.Sanırım neden vazgeçtiğimi gayet iyi biliyordum.Yıllar geçti onu çoktan unuttum.Fakat bugün onu anımsamamın nedeni sadece o şiirdi.Aynı yerde aynı şiiri görmem,okumam..

Ben umudum için savaşmıştım.Ama vazgeçmem gereken  yerde vazgeçmesini bilmiştim..Onunla nasıl bir hayatım olurdu hiç bilmeyeceğim.Ama merakta etmiyorum.Çünkü biliyorum gerçek sevmek değildi.Bana alışkınlığı olan bir adamla yaşayamazdım.
Sevgiye aç olan kalbime beklediğimi vermezdi.Vermedi.Vermiyordu.
Ve şimdi düşünüyorum da "İyiki vaktinde gitmişim"...

WEINEREI'ın önü


17 Aralık, 19:40 civarı
Cumartesi akşamı Veteranen Sokağı'ndaki WEINEREI'ın önü:

Sen, kocaman, koyu bukleli, çok güzel, alışverişten dönerken yandaki vitrine şöyle bir göz atıp ortadan kayboldun.

Ben, beyaz kasketli, elimde bir şişe şarap bisikletle ilerliyordum. Şimşek çarpmış gibi oldum, seni bir kadeh şarap içmeye davet edemedim.

Şimdi bu hatamı telafi etmek istiyorum

Birazda Sezen'den


29 Mart 2012 Perşembe

Biliyordum


                                                                               Biliyordum sevgilim Biliyordum bu ayrılık
                                                                               Hiç bir güneş sonsuza dek
                                                                               Isıtmaz o kalbini
                                                                              Alışkanlık seninki
                                                                              Daha kolay kabullenirsin
                                                                              Yazık ki ben senin kadar
                                                                              Şanslı değilim
                                                                              Çaresiz bu aşk içinde
                                                                              Bir yol bulup kaçsam boşuna
                                                                              Gölgen adım adım peşimde
                                                                              Ben ellerinde

Öyle..

Kendimde hissederim bunu..Herkes hisseder..Kendi içimdeki fırtınanın sessizliği ,yalnızlığı bu..Tanırım onu..Benimle konuşur..Haklıda çıkar çoğu zaman..Hatta her zaman..
Ben hep eşşek kalbimi dinlesem de onun beni uyardığını hep bilirim..
Bilmiyorum.öyle işte..Anlam ,anlamlar,heceler,hayat..
Bir boşlukta asılı kalmış gibiyim..
Oraya kendimi ben mi astım emin değilim..Belki de ben astım boşluğa kendimi..Boşlukta asılı kaldı bütün fikirler..
İç çekiyorum..
Hangi ruhum bu ..Ruhsuz halim yani..
Beynim kendini yerken ..
Çırpınmak durmak.Boşuna hareketler bunlar bilirsin..Boğulursun ,boğulacaksın..Söz dinle azıcık..
Neyse dersin..
İki ihtimal vardır batmak ve çıkmak..
En azından sıvamak yoktur o ihtimalde..

                                               Bir şey yazamıyorum bari resim paylaşayım diyorum..

23 Mart 2012 Cuma

Uyudum mu?Asla..

Tüm gün yatakta süründüm..Uyudum mu hayır..Peki kafamı kaldırabildim mi hayır..Sanırım hastalığımı depreştirdim.Ah be kızım niye giydin o ceketi geberene kadar terle o montla sen niye özeniyorsun dışarıya bakıp inanıyorsun..
Sınavın ortasında burnumdan akan sular mı demezsin,boğazında cisim varmış gibi motora bağlamış öksürüklü boğaz mı demezsin hepsi bende vardı.Sınavım desem 5 soruda(hepsi üçer şıklı akıllı kadın)  4 soru cevapladım.Ne şekilde artık puanlıyor bilmiyorum ama o kadar bedbaht bir haldeyken elimden geleni yaptım..
Sonra sınavdan çıktım..Bir buçuk saat tek başıma oturdum.Yalnız kalmaktan hiç sıkılmam.Sosyal biriyim ama asosyal olmayı severim.Günlerce sıkılmadan odamda otura biliyorum.Sokakta tek başıma gezme kabiliyetine sahibim.Bundan hiç sıkılmam.Çünkü yalnız kalmayı öğrenmek gerek.Kimseye bel bağlamamalı bunu bilirim..
Asosyal olduğum zamanlar insanlarla konuşmayı sevmem..Tıpkı Rodya (suç ve cezadaki) gibi bende içimle konuşurum.Onun gibi şeyler konuşmasam da nedense çiçekler ve hayvanlar ilgimi çeker..Mesela bugün yarım saat güvercinlerin yürüme hareketlerini sıkılmadan izledim.Üstüne bir saatte karıncaları izledim.Hatta bugün iyi olsaydım uzun uzun karınca hareketlerinden bahsedecektim ama şuan bunları yazarken saçmalıyor olma durumum bile var..
Çünkü biraz ateşim var ve ateşim varken saçmalayabilirim..
Ama çok değil geçer..Niye yazıyorsam hasta olduğumu neyse yazasım var birşeyler..Daha uzun yazacağım günlerde gelecek inşallah..

22 Mart 2012 Perşembe

21 Mart 2012 Çarşamba

Nevruz konseri:Pinhani

Bugün kafamda deli sorular vardı..Düşündüm..Baya düşündüm..Hayatımı aynı akışında sürdürmeye karar verdim..Okul eğlenceliydi..Sağ olsun rektör yardımcısı olan hocamıza bugün konserin olduğunu ama dersimiz olduğundan gidemediğimizi ilettik oda gidip konuşmuş hocayla ve serbesttik..İlk eve gelmeyi planladım..
Ama herkes " saçmalama gel hadi" şeklinde konuşunca bende çıkıntılık yapmak istemedim..
İyikide gitmemişim..Çok komikti..Önce bazı arkadaşlar bizim sınıfta benim gibi sap olan bir çocukla aramı yapmaya kalktılar bende "dövücem hepinizi" ha şeklinde tepki verince vazgeçtiler sözüm ona ama kolumu bacağımı çimdikleyip hadi ama dediler..Sonra sinsi planlarını çocuğa aktardılar yazık ona da işte gözümün içine bakıp "ne oluyor " bakışları atınca "deli bunlar takma" demek zorunda kaldım..
Konser başladı hoppidi hoppidi zıplarken herkes ben oturuyordum ama gözlerine battı zorla benide kaldırdılar..Anam herkes manitasına sarılmış dans ediyor bende kendime sarıldım komiklik olsun diye..Herkes bana güldü..
O sırada çok sevdiğim çift olan G ve T bu durumu gördü..T (kız olan) "gel buraya çılgın " diyerek sarıldı bana..G de dur seni iki tur döndüreyim diyip bir güzelde döndürdüler..Böylece hayatıma renk katmış oldular.Sonrada kızlarla 80 lerin dansı yaptık.Anam içimde oynak bir hintli yatıyormuş benim ya anladım..Ama asla A kadar olamam kız kapı gıcırtısına oynayacak resmen ben sadece omuzlar falan oynatıyorum..Ama bu bile benim için fazla doğrusu..Pinhani parası da aldım hatıra olarak..Pinhani ekibinden bir kaç kişiyle konuşma ve şakalaşma durumumda oldu bu sırada ama ben çok önemsemedim..Yinede güzeldi..
Oyun havası çalacağız diyorlar oyun havası değil alakası yok..Trakya yöresi çalıcaz diyorlar ulan göçmenim ben bile bilmiyorum şarkıyı ama kendi şarkılarını enfes söyledi adamlar..
                                                         Aynı ben yaaa inanmıyorum...
                                                         Eğer her gece yattığında
                                                           Büyülü düşler sana
                                                         Benden bahsediyorsa
                                                          Hemen tatlı uykundan uyan
                                                         Çünkü ben hiç uyuyamam
                                                           Seni düşündüğüm zaman
                                                         Belki sevmekten hiç usanmam

20 Mart 2012 Salı

Öyle tabii.

Kafka'nın Şato eserine önceden başlayıp bir ilerleme kat edemedim.Dün Dostoyevski'den Suç ve Ceza ya başladım bir günde kafam kadar okudum..Dil,uslup..İşte ya budur..Kafka oğlum senle evlenmezdim senle iletişim zor bak Fyodor'a bak adamın dili ne güzel konuşmayı biliyor adam..(Tabiki Kafkacığımızın da yüreği felaket anlayınca tabi tabi..Anlayana kadar cinnet,travma yemin ederim...)
Aklıma gelmişken Gogol'da iyidir..O"Burun"adlı öyküsü ne güzeldi hala unutmam..Aslada unutamam..Kimse unutturamaz bana onu..

Kafamda deli sorular

Diyorum ki kendime Sus!..Susmalımıyım..
Sonra kendime diyorum ki Unut!...
Gitme de istiyorum belki de...Belkiler..Amalar ..Keşkeler.Umutlar..
Hayatımızın ince pamuk ipliğindeki gerçekleri..
Bir süre ortalardan toz olsam en iyisi..
Yokluğum belli olur mu..Bilmiyorum.
Kafamda deli sorular.Bıdı bıdı konuşuyorlar..

sanjay:
onun gözünde sıradan bir adam.
ve sıradan biri gibi de onu kazanmak
istiyorum.
bu yüzden bugüne kadar ona
gerçeği anlatmadım.
yarın kabul ederse,
o zaman gerçek ona shanjay singhania
olduğumu söyleyeceğim.
eğer kabul etmezse..
sachin olarak...
hayatından uzaklaşacağım.
artık yarını bekliyorum.
 

19 Mart 2012 Pazartesi

Pamukkalbinden..

                                      Sessiz Film gibi çaresiz sustum..Bugün pamuk kalbinden taşınıyorum..
                                                   

18 Mart 2012 Pazar

Şehidim'e Mektup

Aslında şehitlerimizi bir gün anmayı mantıklı bulmuyorum.365 gün unutup bir gün anımsamak..Bu yazımı geçen haftalarda yazıp bir yarışmaya yolladım ama son bir saat kala haberim olduğundan düzeltemeden düşünemeden yazdım günün anlam ve önemiyle paylaşmak istedim..



Şehidim!
Biliyorum sesimi duyuyorsun.Yattığın yerden beni,bizi hala koruyorsun.Hala toprağa bastığımda hissediyorum seni.Sanki kalp atışların diz kapaklarımdan beynime gelir gibi.Dizeleri yazamıyorum parmaklarım tutmuyor seni düşünürken.Geceler soğuk ve ıssız sen bizi korurken korkmadın mı Mehmet’im.Çocuk yaşında elinde biraz azığınla,üstün başın derbeder giderken yolda neler düşündün şehidim.Korktun biliyorum sende korktun ama oraya gidince sende gördün Mehmet’im vatan aşkını en iyi sen bildin en yiğit sendin en korkusuz asker sendin.Git dediler gittin, öl dediler, öldün.Sen vasıfsız bir uğur uğruna gitmedin Mehmet’im sen anan için savaştın, vatanın olan anan için.Sen hiç görmeyeceğin bebeler için savaştın.Sen ezan seslerinin dinmemesi gerektiğini hissettiğin için savaştın.Sen kendin için savaştın ama en çok sen namusun için savaştın.Mehmet’im çanakkale’de geldiğimde mezarına hissettim sendeki o heyecanı.O toprak senin bedenin bu vatan sensin şehidim..
Annem ve babam küçükken hep şöyle dediler.”Şehitler ölmez” gerçekten ölmedin biliyorum öyle bir ruh taşıdın ki bedeninde her gün gezdin canından çok sevdiğin vatanını ve ruhunla bile savaştın bu topraklarda.Biliyorum şehidim üstüne basılmaz.Ve biliyorum ki sana kıydılar.Yürekli Mehmet’im..Adının ne önemi var yüreğimde açtığın yarayı hiçbir merhem kapatmıyorki.Seni gördük biz topraklarda bir nar oldun kıpkırmızı ve bir erik çünkü sen toprak oldun Mehmet’im..Soluduğum hava kadar temiz içtiğim su kadar saf oldun artık sen.
Ve şimdi sen bile gelip alamazsın bendeki senin değerini.Bir Mehmet binlere bedeldir bilir misin?.Ben en çok senin yapamadıklarına yandım Mehmet’im senin sayende yaşadığım şu rahat hayata şükürler ettim bin kere bir kerede senin için yaşadım hayatımı bir kerede senin için soludum havayı.Senin baruttan kirlenen ciğerlerini ben senin kurtardığın ülkenin mis havasıyla temizledim.
Bir zalime kurban gittim diye düşünme şehidim.Bizde boş durmuyoruz bil istedim her gün savunuyoruz fikirlerimizle bil o sahaları.Senin geçtirmediğin yeri bizde geçtirmiyoruz ki şehidim.Bizde ellerimizi bağladık hiç izin vermiyoruz artık.Sende verme şehidim sen ölmedin şimdi.
Annen saçına kınayı sürdüğünde seni vatana kurban ettiğinde kızmadın ona Mehmet’im bilirim.Sen göğsünü gere gere gittin savaşmaya.Sen ki benim halkımın medarı iftiarı senki göze aldın canını vermeye en güzel çağında, seni bir kere değil bin kere övmeye bile yetmez dilim nede ellerim..
Bir tabut içindesin.Güller bahçesinde gözlerimi kapattım seni izliyorum.Pamuk yüzündeki gülümseme ve her gün oradasın hiç yaşlanmadan.Sen hiç yaşlanmıyorsun şehidim ben yaşlanırken sen gencecik kaldın fidan boyunla.Senki nice anaların gururu,bacıların sevdalısı gönlü safirden olan şehidim.Hangi ulus dayanabilirdi söyle bana senin “Allah Allah “ sözlerinin karşısında..
Bir gün daha geçti şehidim bir ömür daha geçiyor sen sabahın kuşluk vaktinde elinde azığın ve mataran ayağında çarık gece ayaz ölüme doğru yürüyorsun kim bilir okuma yazma bilmiyorsun.Belki de biliyor ve sevdiğine bir mısra yazıyorsun.İşte o mısralar o düşünceler sevdiklerine ulaştı şehidim sen ölürken nice bebeler doğuyordu ya onlar verdi sevdiklerine o mesajı.
Bir kış günü şehidim öyle yakınsın ki düşmanına kaçmadan yaklaşıyorsun ona.Hiç korku olmadan şehidim.Anan ağlarken ardından ve bir sevdalı beklerken yolunu dualarla sen korkmuyorsun şehidim aklında en büyük aşkın ve ilerlerken rabbine doğru kimse senden alamazdı alamadı sevdiğini,toprağını şehidim.
Şimdi senin bıraktığını korumak için aldığımız meşaleyi, biliyoruz bizde bırakmayız tıpkı senin silahını bırakmadığın gibi.Söyle Mehmet’im hangi asker senden daha şerefli senki düşmanın yaralanınca ona bakansın senki ona kendi yemediğin yemeği yedirensin.Söyle bana Mehmetîm ben kimleri sana öveyim.Ben nur yüzünü kimlere değişeyim.
Sen ki bayrağımdaki kanın nedeni.Gözlerimdeki yaşın helali en güzel sebebi söyle şehidim benim yüreğim nasıl coşup sonra yanmasın.
Bugün senin için yazarken boş sayfalara anladım ki seni yazmaya sayfalar yetmez açmalı ki şu kalbi görmeli tüm sevgiyi her şeyi.
Ve şehidim  unutmadık seni..
Ne Mehmet Akif’ler unuttu seni ne halkın.Öyle bir şeref bahşetmiş ki rabbim sana seni bize vermiş yaradan ve gurur ile örtmüş göğüslerimizi adınla..
Huzurla yat şehidim bu sana şerefli halkından gelen sestir.
Şehidime..

Bu yazıyla dereceye dahi giremesem de umarım beğenirsiniz..

16 Mart 2012 Cuma

İyimiş..

Modern aşk istemem, telaştan başka ne ki ?
İlkel aşk isterim, aşkın en ilk'el halini..!

~ Elif Şafak 


15 Mart 2012 Perşembe

Dağılın..


Çocuk aklıma yenildim

Gene mi yenildim..Yinemi olmadı..Bakıyorum bir noktaya.Sessiz ve sakince..
Batan şeyler var..Bir gemi..Bir güneş bir bir batıyor bende..İçimde..
Öyle açıkken öyle kapalı..Bazen hayat böyledir..
Ne yaparsan ya bazen..Ellerin kırılır..Ve ayaklarında ve kalbinde ve kafan..
Öyle gülerken içli içli.Belkide içli içli ağlıyordum.Öylemiydim..Değilmiydim..
Çocuk aklıma yenildim.
Gene hayali gerçeğe tercih ediyorum..Neden yapıyorum bunu? ..Bilmiyorum..Hiç bir zamanda bilmeyeceğim..Tahminen sizde anlamayacaksınız yazıklarımı..Ama kafii bunlar..
Bir iskelede yürüyüp "attım "diyip kendimi sığ sulara bırakmayı isterim.Ölmek için değil özgürlük için..
Çünkü çözemiyorum.
Kafam karışıyor.Kafam karıştı gene..Her yanım karıştı.Saçlarım bile karıştı.
Bu düğümü aç..
Nefes alayım.Nefes alalım.Ah içimden mi konuştum gene dersin..Kimle konuştum ben gene..Ah ruhum! Deli ruhum..Çocuk kaldın sen..
Çocuk kalbine yenildin..

14 Mart 2012 Çarşamba

Günün parodisi


Evlenme Teklifi

Ömrümde iki kere evlenme teklifi aldım ikisi de birbirinden gariptir.Hayır ciddi anlamda çekiyorum diyorum inanmıyor insanlar bana..Evlenme teklifi edenlerin her ikiside benim sevgilim olmamakla birlikte ilginç şekillerde evlenme teklifinde bulundular.
Bir numara direk olarak "seni istesem bana varırmısın?" şeklinde soru sorup " yok ben almayayım" şeklinde cevaba maruz kaldı ziraa kim böyle bir teklifi kabul eder oda var..Fakat pes etmedi direndi ve ikinci kere "Evlenir misin benimle ?" diyerek düzgün cümleye yakın birşeyler söyledi..Sonuç ortada..
Bugün ömrümün ikinci evlilik muhabbetiyle karşı karşıya kaldım.Hatırlarsanız bir kaç yazı aşağıda yanımda oturan mühendis abi diyordum hani..Kendileri son sınıfta olmakla beraber işte bugün patlattı bombayı..Bir kaç seferdir tesadüf ile konuştuk.Bugün aynen şöyle dedi "Ben senden hoşlanıyorum fakat niyetim gayet ciddi evlenmek falan" anamm noluyor yok artık dur bir ya bir yavaş dur ne yaptın sen iki dk da evlendik falan tabiki sonuç besbelli.Ama vazgeçmem senden baby tarzı takılıyor..Süper dimi var bende bir şey var ben çekiyorum.Rabbim bir gün düzgün diğer insanlar gibi evlenme teklifi alabilecekmiyim ? Çok şeyler esirgiyorsunn benden ...
Ama hala umudum var yıkılmadık ayakdayız..

11 Mart 2012 Pazar

Ezcacı Teyzeme

Sevdiğin insanları sahiplenme.Onlardan ayrılmak istememe gibi bir özelliğim var.Sevgimi onlarla paylaşmak istiyorum.Minik bir kuş ötünce benimle sevinsinler istiyorum.Onların uzaklarda olmasına dayanabilirim.Sevgimden hiç azaltmadan.Bekleyebilirim..
Yinede sevdiğim insanların senede bir olsa da iyiyim dediğini de duymayı isterim..Herkesi sahipleniyorum aslında..Bilerek değil.Yıpratmadan sadece kendim görebileceğim şekilde sahipleniyorum.Bende vefasızım biliyorum.Bazen aylarca M.C yi yada B yi aramadığım zamanlar oluyor.Ama M.C sen bunu hak ediyorsun demek istiyorum ama öyle çok benziyoruz ki bu konuda sana kızamıyorum..
Aslında konu şu Eczaneci Teyzem dükkanını değiştirdi.Öz teyzem değil ama ona çok alışmıştım.İlk tanıştığımız zamanlar aklımda.
Babam yürüyüş maksatlı aşağı inerken benimle çıkıyordu sabahları hemen evimizin yanı eczacı kaynıyor ama ben onu seçmiştim.Evet o yaşında sabahın 6 sında gelip etrafı derleyip topluyor kendi dükkan önünü süpürüyordu.Babama bir sabah " Ben bu teyzeyi çok sevdim " dedim. O da nedenini sordu ." Çalışkan kadınları severim çünkü " dedim hele ki bu yaşta.O günden itibaren karar verdim ben onu sevmiştim oda beni sevmeliydi.Nitekim kalbinin kapılarını açmayı başardım.Her sabah okula koşarak giden kızıydım.O yoksa merak ediyordum.Hastamı düştü kaldı mı.Bazen görmediğimde not yazıp dükkandan içeri atıyordum.Birbirimizi o kadar çok seviyorduk ki artık babamlara şaka ile karışık kızıp " o benim kızım " diyordu.Kardeşim bu duruma şaşırıp kalıyordu abla o kadar yaşlı kadınla nasıl arkadaş olabildin.Sonra Kerem ile tanıştılar.Arada olmadığı zamanlar endişe olurdum hatta bir kere gözünden ameliyat olmuştu da korkmuştum.Bir gün dedi ki bu bir kaç ay önce "Ben gidiyorum artık buradan benim yeni yerime gelirmisin?" şaka yapıyor olmalıydı her sabah kime kolay gelsin diyecektim kimin arkasından gizlice yürüyüp sarılıp öpecektim.Gidiyordu ve ben affalamıştım "Neden dedim?" .."Çünkü burada yeterince para kazanamıyorum" dedi.Haklıydı oda haklıydı..Günler geçti o gitmedikçe ben mutlu oluyordum.Ben açken hissediyordu sanki "Gülnihâl aç mısın bisküvi ister misin?" genelde o günler beş kuruşum olmaz o kadar mutlu oluyordum ki alt tarafı bir kıtır büskivi ama mutlu ediyor insanı..Ve bir kaç gün önce  3,4 gündür sabahları açmadığından evhamlandım gene bir baktım başı dolu normalde girmem başı doluyken dükkana ama merak içindeyim.Meğer taşınacaklarmış.Üzüldüm elini öpüp çıktım.Sabah oldu ne göreyim dükkan toplanmış ama kendisi yok yine baktım dükkan bomboş bir kaç koli.Ne telefon ve adres alamamıştım.Eve geldim internetten araştırdım eczane yerini tabi hala burası kayıtlıydı..
Kardeşim kapıyı çaldı " Abla teyzen burada bak koş " dedi.İndim hemen ama yok kapı kilitli birde ne göreyim karşı dükkandaymış vedalaşıyormuş koştum öptüm hemen " canım kızım benim  biliyorsun ben her gün sana dua ediyorum gel bana ne olur " dedi " gelmem mi "dedim.Gitmem mi..Ne bileyim ayrılıkların insanı olamadım hiç.Biriyle ayrılırken kitlenirim ben  böyle boş boş olurum.İçimi yer özlem..Her sabah benim için dua edişini özleyeceğim artık.Bazı günler deney malzemelerimi görür " Erlen,büret,pipet,piset.... bak gördün mü unutmamışım" der gülerdi.Şimdi ben her sabah kime "Allah emanet ol "diyeceğim kimin arkasında koşup " böh" diyip sarılacağım..Birileri giderken arkada kalanlar var ya işte o koyuyor adama..
Biliyorum onu sevmeyi hiç bırakmayacağım..Onu görmeye de gideceğim.Ama her gün görememek üzecek.Biliyorum ama dedim ya sevgide mesafelerin anlamı olmuyor benim için bir gram azaltmıyor.Sevgimi daha da büyütüyor..
Allah'a emanet ol Teyzeciğim bilirsin demiştim sana Allah'a emanet ettiğimizi görmeden ölmezmişiz..

10 Mart 2012 Cumartesi

Ben Rap Şarkı Sevdim İlginç



Derdin ne günlerdir
Bocalıyorum bir garip oluyorum
Yine kaçırdım aklımı senle
Unutamıyorum bir garip oluyorum
Boşversene bütün olanları
Koş gel demeyeceğim sana
Bu sefer o yüzden
İnanması zor ama bitti o günler
Şizofrene bağlayıp korkuyor dünden
Kalbim kırık bir cam gibi
Hava geçirip üşüyor bitap bir can
Kimi sadece görüntüde kibar mı kibar
Ama kadın ruhundan anlamaz
Git al bir kitap
Derdin ne günlerdir
Bocalıyorum bir garip oluyorum
Yine kaçırdım aklımı senle
Unutamıyorum bir garip oluyorum
Unutamıyorum yine aklım sende
Kaç kere yalan söyledin akıl verme
İhanetin umutlarıma taktı çelme
Ve giden geri gelmez bu nasıl gerçek
Gerçek senin olmayan yanın
Bunu yeni anladım
Kalbi zorlayan yanım şu ki
Es geçmek zorundayım
Fısıldayın ona bunu
Boşa yorulmasın




Top gun

Süper bir film..Sene 1986 bir efsane çekilmiş.Mig uçakları f-14 ler..Yüzbaşı maverick ki bu bize bir mobydick'i anımsatır gibi ..Hayatımda ilk defa Tom Cruise gözüme yakışıklı geldi.Bunu nasıl fark etmemişim.Kardeşimden bana gelen cevap "Abla tüm dünya bu adamın yakışıklı olduğunu fark etti sen daha yenimi anlıyorsun"..Evet ya ben nasıl göremedim diye hayıflandım şuan..O nasıl mimikler öyle.Bir erkeğin azına sakızda yakışırmış bunuda görmüş olsun.Ayrıca maverick motoruna hasta kaldım tam benim istediğimden ..
Neyse yüzbaşı maverick(takma adı) Top gun adında hava pilotlarının en iyisi seçilme yarışmasına katılır orada Pentagondan görevli öğretmen Charlie (insan kızına neden erkek adı verir?) ye aşık olur.Maverick ve telsizcisi Goose havadayken bir arıza olur ve uçak ihtiva kaybeder.Acil çıkmaları gereklidir atlamak için kolu çekerler fakat Goose o sırada boyunu kırılara ölür..
Maverick bu acı ile kendini salar.Sevdiği hatunda gider.Fakat general Maverick'i çok sever ve inanır ve onun bu işte kalması için gayret eder.Maverick Mig uçaklarını imha ederek hem piskolojikman düzgün günlerine döner.Hemde biricik Charlie'sine kavuşur..
Bu filmi anadolu kartallarına benzetmişler diye duyumlar aldım.Tamam uçak var tamam aşk var ama aynı değil.Bence baya fark var izlerseniz anlarsanız..
Bir tane Mobydick bile bulamadım ne maverick'i :)
                                             Tom sana yorum bile yapamıyorum oğlum klavyenin dili olsa konuşsa :) Anti parantez ben burada Çağatay Ulusoy'a benzettim..Çağatay ona benzemiş yalnış olmasın o gayet kendine has..
                                               Seksenler ve giyim tarzları..Yinede fena değil.Yakışıyorlarmış bunlar..
                                           Tam bu an anladım yakışıklı olduğunu gerçekten bu yüz ifadesini gördüm ve vay canına gözlerim körmüş benim ya ben harbi körmüyüşüm gözlükçü çağırın bana diye bağırmalıydım..Rayban bir adama bu kadarmı yakışır diyin bana..
                                       Ah ah bu uçak benim olsun..

9 Mart 2012 Cuma

Deneme müsverttesi seriden

Elleriniz kayar gider.Bir kuşu tutamazsınız.Zaman gibi.Bilinmeyen nesneler.Kendini anlatmazsın.Bir ışık süzmesi gibi bir pencere aralığından bir camdan süzülür girersin ..Belki birinin yüzüne çarparsın belkide öylece aydınlatırsın.Ama kısa süreli bir şeysindir o hayatta gece olacak ve gideceksin.Bir aydınlıktan öteye gidemezsin bir çiçek gibisindir solup gidecek dalından koparılmış.Yere atılmış.Üstüne basılmış..İşte sırf bu yüzden gece gördü.

Ben aşığım !

Off şuan çok heyecan yaptınız.Hemen okumak için açtınız belkide gerildiniz.Karın üstü denize atlamış gibi oldunuz..Hehe bende size sesli güleyim bilerek hainlik yaptım bu yazıyı heyecanla okuyun diye yaptım çok gıcık ve lanet biriyim..Evet evet ben aşık mışım anladım..İzmir'e, güzel şehrime..Bugün alsancakta yürürken anladım bunu..Resmen aşığım ben bu şehre..Bu arada buradan sayın belediye başkanımız Aziz Kocaoğlu'nu kınıyorum.Oğlum yeter ya bokunu çıkarttın 5 senedir alsancak ve hiç bir yol düzgün durmadı sayende.Senin arkandakiler para kazanacak diye her sene onca para harcayıp güzelim şehrin ortasına tükürmek zorunda mısın ? Tüüüü birde sana oy veriyoruz seviyoruz haberin olsun bir oy kaybediyorsun ciddi anlamda.İzmir'in en turistike yerinde devamlı kazı çalışması hemde hiç bir sorun yokken devamlı parke taşları değişiyor biz kumlu yollarda yürümek zorunda mıyız senin cebin dolsun diye..
Neyse Alsancak'ta her izmirli bilir Hocazade Camii vardır orada oturdum otobüsümü bekliyorum.Yarabbim İzmir kadını neden bu kadar güzel diye düşündüm evet gerçekten 50 yaşında bayanlar öyle fit ve şıktılar ki.İzmirliyim diye bağırıyordu resmen..Tabii birde izmir'e yerleşen tipler var onlar genelde apaçi,kro,yada sapık açık kızlar..
Camiiden cenazeden amcalar çıkıyor böyle resmen deli gibi güzel ütülenmiş üstünden akıyor o takım elbiseler..
Bir babayla kız geçti önümden kız hafif mini bir etek giymiş ama öyle düzgün giymişki hani açık diyemezsin öyle izmir'e uygun öyle şık..Bu arada onları görünce babamı özlediğimi fark ettim 2 hafta olacak neredeyse babamı görmeyeli özledim koçeromu..
Otobüse bindim tabii gene insanları inceliyorum falan neyse yanıma çok şişman bir amca oturdu askeri hastaneye gidecekmiş.Sivil ama buradan bunuda duyurayım bilmeyenlere bir seneden fazla bir süredir sivil halkta askeri hastanelerden yararlanabiliyor.Ama şunu belirteyim o kadar askeri personel ve hemşire arasında sizinle ilgilenmeye bilirler.Çünkü erler muayene oluyor normal askeri personel zart zurt ama yinede ilgilenirler..Yasal yani..
Neyse biraz uyuyayım sonra ders çalışayım azıcık..Sonrada Top Gun izlerim..
Not:Babam arkadaşlarımla yemeğe gitmeme izin vermedi..Bende üzülmedim..İyiki de vermedi canım babam ya :D 

7 Mart 2012 Çarşamba

Susmak

Susmamı istiyorsan susabilirim evet bunu yapabilirim..Kendi kendime şarkı dinlerim..Sessizce dururum bir yerlerde ..İçime kapanırım..Yinede hiç üzmem ben..Kendi kendime konuşurum ..Bazen bir resim çizerim ve dersin ortasında bir anda bir şarkı bestelerim içimden..Biliyorsun bunları yapabilirim..

Hep güçlüydüm durabilirim.Her zamanki hayatıma dönebilirim.Bir eksik kalır yanım belkide boş.Nedeni mi olmalı herşeyin ?.Bazen nedensizse tüm seslenişler.Ve ellerin korkuyorsa iki tuşa basmaya.Yinede gömmek istersen kendini dipsiz kuyular.Dayanabilirim evet ben buyum..

Bir şaka gibi buna maskeyi takalabilirim..

Sinirliyim evet !

Snirliyim gerçekten.Bir günü normal bitiremiyorum gerçekten.Annemden sırf bu yüzden saklamak istemiştim bu durumu.Alt tarafı kan verdim kızılay'a resmen canıma okuyor .Belge istiyor devamlı uyuşturucu kullanıyormuşum muamelesi uyguluyor evde ya bağırıp çağırıyor devamlı.Birşey dememek için sabır ediyorum zaten elim ayağım titriyor çok yorgun hissediyorum kendimi o kadar kan bağışlamışım.Hayır biliyor kan bağışcısı olduğumu bu ne ya.Off anne biliyorsun şu günlerimin sıkıntılı olduğunu ve şuan başım dönüyor bir yandan ve bana bu yaptığın revamı ya bari sen yapma anne.."Belge istiyorum" diye yırtınıyor evde bende kanı konteynırda verdim okula gelen gezici kızılay aracında nereden bulayım belge.Canıma okur artık babama neler dicek off yaa ağlamak istiyorum resmen gözlerim kapanıyor annem sayesinde sinirli ve gerginim..
İhtiyaçım olan şeyde şuan ortada yok..
Zaten hemşire damarımı patlatmış.Öyle kötü denk geldiki tam kolumu açmış bandı çıkartıyordum ki annem zart diye içeri girdi kolumdaki patlatılmış damar, iğne deliği ve annem ..Hayal edin..
Tabii anne olduğundan böyle tepki veriyor ama citten abartıyor off..
Bakalım..


6 Mart 2012 Salı

Benim güzel rüyam

Bilmiyorum aslında şu sıralar gördüğüm bir rüya yüzünden bunu yazıyorum.."Anne " olmak istiyorum şuan değil.Tabiki ileride bir tarihte ama rüyam öyle güzeldi ki ben hiç uyanmak istemedim...Bugün konu bu değil  rüyamı anlatacağım ben ..
-Rüyamda şuanki yaşımdan büyüğüm karnım baya büyümüş.Yollar her zamanki işte bizim muhitin yolları çok sevdiğim normalde sürdüğüm nar çiçeği kokusunu arıyorum ararken sancım tutuyor.Ve doğuma gidiyorum neyse gayet gerçekçi bir durumdan sonra ufacık bir bebeğim oluyor.Bana çekmemiş babasını görmüyorum ama sanırım ona çekmiş.Bana çekse en azından boncuk gözleri olurdu.yada ben bebekken sarışınmışım sarışın olurdu.Benim oğlum yağız bir delikanlı kara saçlı gür saçları var öyle güzel bir burnu varki aşık olmamak elde değil gözleri koyu ama tam belli değil böcek gibi.Sanki bana gülümser gibi annesini tanıyor gibi benim oğlum.İçim sıkıntılı eşim neden yok diye soruyorum kendime tabii bu arada bebeğimin hazırladığım doğum çantası olmadan gittiğimden doğuma Kerem'in bebeklik zıbınlarını giydiriyorum ona nasıl yakışıyor oğluma bakmaya kıyamıyorum kimselere vermiyorum.O sadece benim bana ait sevdiğim kişiyle benim aramdaki en güzel sevgi bağı gibi böyle hissediyorum ve kıyamıyorum dokunmaya.tabi anneyim bebeğim acıkıyor öyle bir haldeyim ki bebeğim üşümesin diye kazağımın içine sokuyorum ama nasıl evhamdır bu yarabbim devamlı kafam onda ona bakıyorum bir yandan aklımdan (üstüne uyursam boğulur bebeğim ,ya sütten boğulursa diye evham yapıyorum) ve devamlı bebeğime bakıyorum.Bunları düşünürken parmağımı burnuna doğru tutuyorum ve o tatlı ılık nefesi parmağıma vuruyor ..Hayatta yaşadığım en güzel an.O an çok mutlu oluyorum gülüyorum.Sonra onu sevmeye başlıyorum.İçim çok burkuk ailemin evindeyim ama eşim yok neden yok hiç bir fikrim yok üzülüyorum birazda sinirliyim.Normalde pek görüşmediğimiz bir kuzenim geliyor annemlere gerçek hayatta pek görüşmediğimizden tabi benim yeni doğum yaptığımdan haberi yokmuş ona süpriz yapmaya karar veriyorum.Oğlumun hem altını alıp hemde üstünü değiştirmeye kara veriyorum.Çok güzel sarı renk bir bebek pijaması giydiriyorum.Şapkası bile var.Böcek gözlüme bakıp bakıp kokluyorum.Tamamen bana ait.
Tam "Canım bebeğim" derken birde ne göreyim boynu tutuyor.Herkes bilirki yeni doğan bir bebeklerin boynu tutmaz.Oğlum gözlerini açmış annesini tanımaya çalışır gibi bakıyor ve bana gülücükler saçıyor o minik kuş gibi ağzıyla.Bana hiç benzememiş sadece beyaz tenini benden almış.O an o kadar heyecanlanıyorum ki "oğlum nazarlar deymesin sana annecim dur annanne söyleyelim kimselere demiyelim bunu "diyorum.Elbette o anlamıyor ama ben onunla konuşuyorum..Anneme sesleniyorum heyecanla anneme söylüyorum."Aman kızım nazar olmasın demeyelim" diyor.Kuzenime gösteriyorum minik böceğimi ve o anda uyanıyorum..

Tanrım kesinlikle tekrar yattım hayır kesinlikle rüya bile olsa bebeğimden ayrılmak istemiyordum bu uğurda okula gitmemeyi göze aldım ama nafile yok olmadı göremedim.Kalktım rüya tabirlerine baktım erkek bebek güzel haber yada olaya delalet edermiş.
Hemen gidip rüyamı anneme anlattım tabiki.Annem dediki kızım rüyada bile olsa anneliği tatmıssın senin yaşında kızların böyle şeyler görmeleri aşırı doğal şeyler dedi.Fakat ben tüm gün bebeğimi düşündüm.Rüya bile olsa çok güzeldi.
Belkide yatmadan önce Kerem'in videolarına bakmaktan oldu bilemiyorum ama ne olursa olsun gördüğüm en güzel rüyaydı.Komik gelebilir saçma gelebilir ama bu benim rüyam ve ömrümce bu kadar gerçekci ve güzel bir rüya daha göremem sanırım ..
Öyle işte..
Anlatmak istedim..
İyi rüyalar..
                                             

4 Mart 2012 Pazar

öyle işte

Uykum var uyumalıyım uyuyacağım fakat yazmalıyım son bir iki cümle..Saçlarımı bile kurutmadım kremim kayıp bu kıvırcık saçlarla başım dertte ne vardı düz genlere sahip olsam illede hafif lüle lüle saçlarım olmak zorunda mıydı başa çıkamıyorum resmen ehem neyse olay bu değildi.Bende bir şeyler var..Ciddiyim ya böyle karnımın üstüne yumruk yemiş gibiyim ne bu şimdi gece gece..
Yarın uzun uzun yazacağım..Gerçekten yazmak istiyorum..
Birde şiir yazmıştım..Ama olmadı.Şiir yazmak hep olmuyor o yüzden saçmaladım azıcık ..

Kokunu alamam
Ve gözlerimin dermanı yok
Senin güzel yüzünü görmeye
Benki ellerim bomboş
Ve düşünürken senden kaçmayı
Tutulduğum bu anlamsız
Şeyin adını sen söyle bana
Söylede ben kurtulayım
 G.Ü 

3 Mart 2012 Cumartesi

Kafka -1

Her okuduğumda bağlar çözülüyor ve aslında dilinin ne kadar mükemmel olduğunu anlıyorum ..Kendim bile bu duruma şaşırdım diyebilirim...
Herkese iyi geceler..

Kafka

Kafka'yı anlamaya çalışıyorum şu aralar.Artık Kafka okumam gerektiğine karar verdim ve evvel gün gidip aldım.Adı "Şato"şuan önsüzünü okudum gibi.Ön sözü herkes okumaz sanırım ben ise önsözleri bırakın basım tarihlerinin olduğu yerleri bile okuyan bir kişiyim.Kafka'nın dili ağır geldi.Yorucu milim milim ilerliyorum.Ama hepsi anlamlı.Gerçekten okuduğum her şeyden bir şey anlıyor gibiyim..Sanki her kelimesinde farklı şeyler düşündürüyor bana.
Bir adamın ruhunun şatosunda gezmek çok garip.Hemde kendinden bile korkma raktesinde bir adam bu.Aşık bir adam aşık olduğu kadına güvenen ama korkusu her daim ağır basan bir adam.Belki de şato onun için bir olgu belkide şatoya alınamaması  onun korkusu ..Şuan ben öyle düşünüyorum..Daha başındayım.Ve günler sonra bitince tam tezimi yazacağım..
Yinede ben kafkayı sevdim.
Sayfa 17 de şöyle demiş "Hataların dünyada değil,yalnızca kafalarda var olduğunu sölyemişti.Nedensiz bir dünya yoktur ve hata fikri,insan algılamasının limitlerini,tüm bağıntıları bilmeme durumumuzu ve toplam nedenselliği aramamızı yansıtır."
Sayfa 15 "Bazen insanın günaha düşüşünü herkesten iyi anladığımı düşünüyorum."