23 Nisan 2012 Pazartesi

Sevinin Küçükler

Tüm ulusumun miniklerinin ve tüm dünyadaki miniklerin bayramını kutlarım.En sevdiğim ulusal bayram desem yalan olmaz.Artık eski atmosfer yok nedeni devamlı konulan yasaklar.Biliyorsunuz son zamanlarda çocukların motivasyonu bozuluyor denilerek her yerde bayramlar kaldırılıyor.
Benim gözümde 23 Nisan ayrı bir kefede..Heyecanla 23 Nisan'ın gelmesini bekler 1 hafta öncesinden bir sürü malzemeler alır kedi dilleri hazırlar asar,japon kağıt balonları,balonlar,fiyonklar...ve daha niceleri..Ben en çok kedi dili severdim inanılmaz gözümü alan hoşuma giden bir şeydi.Sınıf şenlik havasında olurdu..
Ben 23 Nisanda 1 kez dans ettim oda bale yapmıştım.1 sene bale eğitimi aldıktan sonra heyecanla dans etmeye gittiğimde partnerim olan şaşkın balet yüzünden ne zor anlar yaşadığımı unutma..Buradan partnerim Seray'a sesleniyorum " Günümü mahvettin zalim"...Gözleri kapalı ayakta uyuyordu.Her ayak kaldırması gereken yerde ayağına vuruyordum da herkes bana gülmüştü.Neyse önemli değil sonunda güzel bitirmiştim..O gün ilk ve tek annem dudağıma kırmızı ruj sürmüştü.Çok istemiştim annem normalde sürmezdi ama o gün hevesimi alayım diye sürmüştü de bir daha istememiştim hoşuma gitmişti sonrada, resim çekilmiştik..
Tüm gün evde bale elbiselerimle dolaşır ve bale yapardım o yüzden mi bilmiyorum ama esnek bir vücudum var tabii teakwando nunda etkisi var ...
Buradan Esat hocama sonsuz öpücükler gönderiyorum ömrümün en güzel 23 nisanları onun sınıfında onunla geçti..O bizi böyle danslı etkinliklere katıltmazdı ama çok güzel piknikler yaptırarak bunları telafi ederdi.Neden 23 nisana bizi dahil etmezdi bilmiyorum tüm ilk okul hayatım boyunca bir kere dans ettim ama yetti arttı.Ben izlemeye bayılırdım zaten oynak bir çocuktum kız arkadaşlarımla hep göbek atardım ,kendi dans çetem vardı ve sadece güzel dans edenleri bu gruba alır dans ederdik.
Çocuk olmak dünyanın en zor ve en güzel halleri değil mi..
Her sabah kalkarsın ve bugün ne oynasam dersin.Tek hayatta bildiğin şey gerçek anlamda oyun oynamaktır halbuki kazık kadar olduktan sonra millet sana oyun oynamaya başlar..
Çocuk olmak doğduğun yere göre kolay yada zordur.
Hayatta beni en yaralayan şey Afrika'da çocuk olmanın zorluğunu görmektir.Keşke benim ömrümden bir günü Allah alıp onlara mutlu bir gün olarak verse.Çok isterdim bir çocuk gibi yaşamalarını..
23 Nisan'ı bence en çok onlar hak ediyor dersem ayıp olmaz sanırım.Ama orada da sadece özel okullarda okuma hakkına,şansına sahip çocuklar bu zevki tada biliyor..Peki biz ne yapabiliriz?diyorsanız..Ben kendimce Unesco' yu takip edip imza kampanyalarına dahil olmaya çalışıyorum.Tumblr,Facebook gibi hesaplardan da UnescoTürkiye den de takip edebilir sanal imzalara katılabilirsiniz.
Şunu söylemek gerekirse orjinal Uneco adresi daha iyi.İngilizcem aşırı gelişkin değil ama bir programla Unecsoda dahil ingilizce olan tüm siteleri türkçeye çeviren sistemle rahatla her şeyi okuyabiliyorsunuz.En azından benim öyle..

Buradan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e de sonsuz saygılarımı sunarım.Dünyaya böyle güzel bir bayram verdiği için.Unesco 1979 senesini dünya çocuk yılı ilan etse bile Önderimiz onlardan çok önce davranmış sadece bir seneyi değil tüm senelerde her sene 1 gün olacak bir bayramı bize armağan etmişti..
Unutmayalım çocuklar geleceğin devlet adamları,askerleri,doktorları,savcıları ...olacaklar..Ve onlar bence bu bayramı sonuna kadar hak ediyorlar..
Çok sevdiğim bir şarkı varki;

Sevinin Küçükler Övünün Büyükler 23 Nisan Kutlu Olsun :)


Not:Unutmadan bugün tek çocuk bayramı değil tabiki..Ulusal egemenlik ve Çocuk bayramı..Ulusal egemenliğimizi aldığımız bu günü kutlarım..Umarım daimi olur..
Nice 23Nisanlara..

18 Nisan 2012 Çarşamba

Seninle olmak varya

Pek çok kişi bunu Bayhan adlı popstrar yarışmasındaki yarışmacıdan tanıdı..Ama bilen bilir ki bu nadide eser Metin Özülkü'nündür ve onun o güzel sessinden dinlemek bence daha güzel..Söz müzik eşi Eda ile kendisine ait.Eda-Metin Özülkü benim en yakıştırdığım çiftlerden biri nazar değmesin gerçekten çok yakışıyorlar.İkizleri ile mutlu bir hayat yaşarlar umarız....Klipte ünlü bir oyuncu oynuyor Kınalı Karda oynuyordu bu kız sanırım.Ben o diziyi izlememiştim ama zamanında ünlü bir dizi idi..Adını anımsamıyorum bu bayan oyuncunun ama çok sevimli bir şemali var..
Biraz bugün nostalji yapalım diyorum..Haydi iyi dinlemeler..




Öyle deli gibi esme başım dönüyor
hasretini verme baharın yerine
öyle arada bir bakma içim gidiyor
gözyaşını derme gülümün yerine
ölüm olda düş peşime ecel olda al başımı
eriyor içim yanıyor giderek 
yinede dayanamam sana ben
ölüm olda düş peşime ecel olda al başımı
eriyor içim yanıyor giderek 
yinede dayanamam sana ben
kim bilir kaç yıl daha böyle canım yanacak
seninle olmak var ya yeniden doğmak var ya
kim bilir kaç yıl daha sürgün çeker bu gönül
seninle olmak varya yeniden doğmak var ya

vize ve finallerde ben

Nutella değil ama çeşitli çikolatalar yediğim bir gerçek.Gerçekten pijamamda öyle bir çizgi oluştu inanamıyorum..
Bende hep saçıma kalem takar öyle gezerim..Sanırım biri beni izlemiş ve sonuçlarından böyle bir şey çıkarmış..
Göz torbası değil ama bir kararma morarma olmaya başladı hadi hayırlısı..
Not:Şuan gene uykum var..Allah'ım uykum var uyku lütfen..

Kuş olmak

Kuş olmakla ilgili kaçıncı yazım bu..Hayır bende bilmiyorum..Belki 3 olmuştur..
Kuş olmak istiyorum..Sanırım uçup herşeyden uzaklaşmak istiyorum..
Sadece ben kalmak istiyorum kanatlarımın sesi ve ben..
Hangi kuş olduğumun aslında pek önemi yok ama ben serçe olacağım..
Çok sevdiğim biri bana hep bir Serçe kuşu olduğumu söylerdi..
Bir serçe gibi heyecanla oradan oraya zıpladığımı,minik,sıcak kalpli,bıcır bıcır öttüğümü söylerdi..
Tek bilemediği şey kalbim hiç hızlı atmaz benim.Serçelerin ne kadar hızlı atarsa benimki o kadar yavaş.
Tansiyonu çok düşük olan biriyim.Genelde deli gibi koşsam da kalbim duracak kadar yavaş.
Neyse olay o değil.Ben kuş olacağım..
Küçükken ölen insanların kuş olduğunu düşünüyordum yani sadece kuş olmak isteyenler..
Hatta kendimin kuş olduğuma diğer hayatımda emindim..Çocuk aklı ve hayal gücü..
Koltuk altlarıma minder taktığım "cik cik" dediğim günlere gitmek istiyorum..
Kanatlarımı takıp bu diyarı terk etmek istiyorum..
 İşte böyle yapacağım kanatlarımla mutlu mutlu uçacağım..

16 Nisan 2012 Pazartesi

Irkçı Emre

"Fuck’n nigga " işte Emre BelÖzoğlu'nun söylediği laf.Emre'yi artık insandan saymıyoruz zaten..Bir galatasaraylı olarak bakmıyorum olaya.Hayır bu resmen ırkçılık.Benki Alex'i çok beğenen taktir eden bir taraftarım.Hiç bir zaman bir takım için biriyle kavga etmem.Nedeni bayan olmam değil insanların holiganlaştığını saldırgan ve terbiyesiz tutumlar içine girdiğini görmem.
Şimdi bu adamı hala klübde tutanlarda ırkçı,destekleyenlerde.
Kimse kendi rengini seçemez Emre bey..Ayrıca biz Zokora'nın değil ama senin varlığından ciddi anlam tiksinmekteyiz.Oksijen kaybısın dünyaya.Bir yararın yok bari zararın dokunmasın.
Senin gibi adamların Türk futbolunda böyle yerlere getirilmesi.Hala o parayı alman akıl alır gibi şey değil.Asıl bu adamı destekleyenlerde ruh hastası ve ırkçı bireyler.
Birde o kadar utanmaz ki çıkmış hala özür dilemediği gibi saçma sapan konuşup " oda benden özür dilerse...." zırt zırt konuşuyorsun ya pes doğrusu..
Yobo'yu da yanına oturtunca herhaldeşöyle bir imaj verilmiş oldu sana " Emre ırkçı değildir bakın zenci insanlarla yanyana oturup resim çekiliyor " bu kadar mıdır?
Olay bumu ceza verilmeyecek mi? Irkçılık yapan herkese "yiğidim ,aslanım " diyeceksiniz öylemi ?..
Eh zaten böyle dönek ve ne üdüğü belirsiz bir adamdan ne bekliyoruz ki..
Sen yoluna devam et Pis Irkçı ..Senin gibilerinin gözümüzde yeri yok keşke sana hak ettiğin cezayı verseler..Ama doğru onlarda ırkçı..
                                                  Bu resimde gördüğünüzde Pis Irkçı Emre BelÖzoğlu

15 Nisan 2012 Pazar

13 Nisan 2012 Cuma

Allah biliyor ya

Allah biliyor ya içimde bir kötü düşünce yok.
Yinede kendimi Allah'a emanet ediyorum.Her şeyin hayırlısı olsun..
Hayırsızsa kalsın değil mi..
Ne olursa olsun hayatta ölünmediğini biliyoruz artık.Hiç bir şey için..
Hatta en sevdiklerimiz öldüğünde bile ..
Üç gün ağlayıp hayata bakıyoruz.Çünkü bu hayatın en kurgusal oyunu..
Hugo'nun Sefilleri varsa hayatın vazgeçişleri var..
Not:Bebekliğimin kopyası bu minik kız..Yani böyle bir resmim olmadığını bilmesem ben sanacağım bu kadar mı benzer bebekliğime..Gelecekteki kızım böyle olabilir bana çekerse..
Dibin kökü not: Sadece kulak farkı var benimkiler yapışık ve ufak..Ama şu göz şu ağzı şu saç allahım nasıl bu kadar benzer yaa.. :O 

10 Nisan 2012 Salı

Mutlu sonların insanıyım

Filmlerde hep mutlu aile tablosu bekleyen insanlardanım.Birbirini seven çiftler kavuşunca evlensinler beklerim..Evlenince de ama film dediğin bebekli bitmeli derim..İllaki bebek olacak bir yerden ..Bebeksiz de izlenir ama bebek görünce "Allahım çok tatlılar ya" diye çığlık atıp kendi kendine mutlu olan bir insan evladıyım..
Kore dizileri bu olayı o kadar güzel yapıyor ki.Tabii kore dizileri yüzünden sevgililerimiz,eşlerimizden aynı özverili romantik hallerini beklemeye başlıyoruz (kore dizileri izleyenler için bu dediğim onlar anlarlar)..Arkadaş o Oppalar nasıl bu kadar özverili nasıl bu kadar fit ve her bakımdan süper..Bir kere masum aşk var kore dizilerinde..
Sonra ki zaten onların yaptığı yüzsel komik ifadelerle benimkiler normal hayatta aynı bak bunun bir gerçeklik payı var ama insanın kore'ye gidip "Oppalar çıkın ortaya" diye bağırası geliyor..
Birde Hanboklara hayranım özellikle pembeli ve mavili olanlar..
O kadar çok kore dizisi izledikten sonra çıtamı yükselttim tabi..Bir Oppa,bir Yabu istiyor insan..
Şimdi bir grup meraklı Oppa ne demek diye bakacak..Efendim Oppa hem abi anlamında kullanılan hemde sevgilisi olan kızların sevgilim deme şeklidir..Yabu tatlım anlamına gelen bir söz..
Şu sıralar yeni bir kore dizisi takip etmekteyim adı "Smile,You" ilk nasıl olur bilemedim..45 bölümlük bir dizi..
Esas kızımız dizinin ilk bölümünde evlenir fakat gelinlikleri ile terk edilir..Pis damat kızcağızı otoban ortasında gelinliklerle atıverir..Eee kızda otobanda gelinlik rimeller akmış deli gibi yürürken belediye otobüsünün önüne çıkar o sırada esas oğlan onu görür ve deli olduğunu düşünür..
Tesadüf eseri karşılaşırlar ve olanlar olur..
Ben meraklı birey olarak ne olacak diye çıldırarak youtube'u açtım..Ama hiç bu kadarını beklemiyordum..Off  anlatmayacağım ama ben 23. bölümde olmama rağmen daha olacak o kadar çok şey varmış ki ağzım yırtılarak izledim..Oha ya hemen diğer bölümlerini izlemeliyim diye sızlandım ama izleyemem..Vizeler bitene kadar beklemek zorundayım o zamana kadar umarım meraktan çatlamam..
İşte benim sevgili dizimden mutlu sonu bulduğum çıldırdığım o an ;
                   O pijamalara hastayım yaa..Hepsinin aynı..Ahjussi ile manitasıda mutlu sona ermişler..

Aşırı dozda kıskançlık

Efendim çevremde öyle bir insan var ki kıskanç mı kıskanç ..Aslında evden hemen çıkmalıyım ama önce yazıp hemen gideceğim..Ya güzel görünmek için kendini öyle hallere sokuyor ki işte bu resimdeki eleman gibi geliyor gözüme ..
Herkes bana "gördün mü çok fena olmuş " diyordu..Görmem mi gözümün içine içine sokuyor..Makyaj yapınca güzel olacağını düşünüyor belki haklıdır ama aynı şu adam kadar abzürt..En azından önceden ilk karedeki gibiydin artık son karedeki gibisin..Ve bende aynı şu atraksiyonlu aktörlerimiz gibi sana gülüyorum..
O kadar diyorum yinede diyeceğim makyaj yapmasını bilmiyorsanız Michealle Phan ablamızın youtube hesabını tıklıyoruz ve öğreniyoruz.Kendimizi rezil etmiyoruz değil mi...
İşte seni gördüğüm an;
Gayet farkındayım kız burada yakışıklı bir oğlan gördüğü için böyle tepki veriyor bense o makyajı ruh halesini gördüğüm için böyleyim..
Not:yaptığın makyaj 3 yaşında annesinin makyaj ürünlerini yüzününe gözüne süren veletler gibi..Beyin yaş ve kombinasyonu ayırabildin mi..
Bu çocuk bile daha iyi yapmış :)

8 Nisan 2012 Pazar

Haberi yok ama Jake Weber hayranıyım

Şu varki her rol üstüne cuk diye yakışıyor.Sivil hallerin,baba,eş,iyi bir mühendis hepsini cuk diye oynuyorsun..Buda yakışmış sana..Zuval giyse yakışacak adamlar var sende onlardansın birde smokin giyse de yakışmayacak ..Ah Joe varmı üstüne..Hiç sanmıyorum..Sen bu dünyanın insanı değilsin ki yeminle marstan falansın yoksa bu kadar olamaz yani.Gece gece gene geldin aklıma yok benim Medium izleme vaktim gelmiş.Ben All ve seni pek özlemişim..
İnanmak istemiyorum annemden bir yaş büyük olduğuna ya..Nasıl olabilir.Annen ne verdi sana ne yaptı nasıl bir süt o inanamıyorum..
Jake'i unutturuyor Joseph oluyorsun..
Bu uzun saçların yakışabileceği bir kaç nadide bireyden birisin..Millet Lost dizisindeki sarı kafayla kendini avutadursun ben bu alemde senin bir numara hayranınım..

Love-JA

Jefferson Airplane beynimin içinde vızur vızır dönüyorsun.Nereden geldin aklıma..Grace Slick'in muhteşem yüzü gözümün önüne geliyor ve sesi geliyor kulağıma..Zamanında çok çürütmüştüm.Az replay  tuşunu tıklamamıştım..
Şimdilerde Grace Slick aşırı yaşlandı..Tabii doğal olarak..Ama ışık saçan gözleri yerli yerinde..Resimleri ile hayran bırakıyor artık herkezi kendine..
Sevdiğim iki enfes şarkısı..
Jefferson Airplane-Somebody to love
Jefferson Airplane-White rabbit

Daha sonra nostaljileri devam ettireceğiz; 27 lik grubuda belki dahil ederim.Kim bilir...Nirvana'ya ulaşırıp belki..Ne espri ama..

Bebekler ve Tavır

Bebekler yada çocuklarla iyi iletişim kuramıyorsanız..Buyrun buraya size bazı örnekler ve tiyolar ile bir bebeğin yada çocuğun gönlünü nasıl alacağınızı anlatacağım..
Bundan 2 sene evvele kadar hiç bir çocuk beni sevmez.Bebekler kucağımdan kaçmak için deli olurdu.Bebeklerin kaçma nedeni dillerinden anlamıyor olmamdı.Küçüklerin kaçma nedeni despot bir görüntüm olmasıydı.Tabii bu çocuklar bana şımarık geliyordu.Ben küçükken misafirliğe gittiğimizde yerimden bir milim kıpırdamam.Asla hiç kimsenin eşyasını ellemezdim.Yemek verdiklerinde onu bile yemez olayı abartırdım.Memur çocuğu olduğumuzdan ayın 15 i bizim için önemli ilahi bir gündü.Sadece o günler çok aşırıya kaçmamak kaidesi ile istekler alınırdı.
Biz 50lik meyve suları yatak altına konulup her gün okula giderken bir tane eline verilen bir neslin çocuğuyduk efendim.Bu global bebeler nasıl bir terbiyedir bilmem devamlı kırıp dökmek,yemek verildi mi yerlere atmak ki genelde zeytinyağlıları atıyorlar ve bayanlar bilir  ki zeytinyağını çıkartmak kati suretle neredeyse imkansız, kusar devamlı yenilenir..Onu tuzla onla bunla ov sonra..Neyse onuda hallederiz de neyse..
Sonra ablam evlendi..Bebişi olacakmış haberi geldi.Ben teyze oluyordum artık..Doğum yaklaşıyordu.Doğdu...
O doğduğu sırada bir yemin etmiştim."Buradayken hep ben bakacağım" ve gerçekten yaptım.Hiç bırakmadım emzirmek dışında ablama vermiyordum.Gece poposunu doldurunca ben alıyordum.Ninni söylüyordum.Daha şimdiden bir empati bir aşk vardı aramızda..
Normalde bebeklerin ve çocukların aşık olduğu kardeşim kendini biricik yegenine sevdirememiş ne zaman benden alınıp ona konsa ağlar olmuştu.
Nitekim aradan aylar geçti bebeğimiz 6 aylık olmuştu.Daha kapıda karşılaşır karşılaşmaz hemen kucağıma aldım ve öptüm.Ablam bizdeyken yada ben onlardayken "annelik tatili" yapar yani süt haricinde her şey bana ait oluyor demek bu.Her gün oyunlar oynayıp tuvaletimizi temizliyor ve bir tek bende uyuyordu.Minik teyzesini sevmemiş ,kardeşim bunu ilk benim onu kucağıma almama bağlıyordu.Tamam dedim göreceğiz güzelim yaş gününe  1 ay kala (11 aylık) koşa koşa gittik istanbul'a araçtan indik kardeşim kucağına aldı.Ama yok kereta bunu istemiyordu olanca kuvvetiyle çırmaladı ve üstüme atladı.Öpüştük sonra mıncıkladım onu gene eğlenceli zamanlar başlamıştı ama artık yaşına giriyordu ve benim öğretmem gereken bilgiler vardı mesela artık mama masasında yiyordu katı öğünler tüketiyorduk.Sabahları ona yiyecekleri sevdirmeliydim..Sonra tipiş tipiş yürüyen bacakları ile üstümden atlamaya çalışıyor kucağımda mama yapmaya gidiyorduk neyi elleyip ellemeyeceğini öğretiyorduk.Her gün parka inip oyunlar oynatıp 1 saat salıncakta sallanıyorduk.Sonra kamelyada ikimiz oturup boğazdan geçen gemilere bakıyorduk.O daha çok martıları ve kocaman bayrağı görünce heyecanlanıp "aa aa aa" diye martı sesi çıkartıyordu.Yavrum genelde duyduğu yegane ses martı sessiydi ve o bunu güzel yapıyordu..
Yaş gününü kutladıktan sonra izmir'e döndük..Bir kaç ay sonra onlar geldi yazlık yerlere gittik denizde beni hiç üzmüyordu ağlamıyordu..Resim çekiliyorduk.Ama ne zaman minik teyzede resime dahil olmak istese bıdıcık boyuyla anlayıp saçlarını yoluyor ve tırmalıyordu.Minik teyzede artık oluşan piskolojisi "Tüm bebekler beni severdi ablamı sevmezdi yegenimiz ablamı seviyor benden nefret ediyor ona yaklaşmamayayım." olmuştu.Teyzen kim diyince sadece beni gösteriyordu.Hiç bir suretle minik teyzeyi kabullenmemeye kararlıydı.
Sömstrda İstanbul'a gittim.Kapı açılınca en azından 1 saat yadırgar diye bekliyordum.Bir baktım gecenin 4ü paşam ayakta bir kaç dakika önce uyanmış heyecanla üstüme atladı.Bu kadar hızlı adaptasyonu ablamla ikimiz hiç beklemediğimizden şaşırdık.Hemen arabalarını ,aslanlarını çıkarttı tek tek oynadı hepsini kucağıma koydu sonra yattık sabah yüzümü okşuyor "anne" diyordu.Gıcıklığına uyanmadığımın farkında olarak parmağını burnuma ağzıma gözüme saplıyordu.Yanında yatınca kafama yatıyor nefessiz bırakıyordu.
Köpeklerden korktuğu için ablamla tahtaya vuruyorduk "kın kın pis köpek alma Keremi" diyorduk o nasıl sarılış.
Onunlayken günde 35 kere pepee izlediğimi biliyorum.Tüm şarkıları öğrenmiştik.Sabahtan akşama pepee ve futbol oynuyorduk...

İşin sırrı oyun oynamaktı..Bebekler oyun oynamak istiyordu.Ben hep oyun oynuyordum.Sıkılmıyordum.Halbuki kardeşim bu durumdan kaçıyor ve ilgilenmiyordu arada ilgilenince çocuk piskolojisi onu itiyor beni istiyordu.
Ona ne zaman kızacağımı biliyordu.Aslında bebekler birazda kural istiyorlar.Ne zaman yedireceğinizi.Neyi elleyip ellemeyeceğini ona öğretmenizi talep ediyor.Bebekler ilgi istiyorlar.
Bunu fark ettiğimden beri bebekler ve çocuklarla iletişimim öyle kolay oldu ki..Ne istediklerini biliyorum "oyun"..Şayet bunu kavradığınız an tüm kaleler yıkılıyor artık burçlar düşmüş tamamen sizin olmuş oluyorlar..
Artık kaleyi içten fetih edebilirsiniz..
Başarılar..
Sanırım burada ancak 9 aylık olduğu zamanlar diş çıkarttığı için salyalarımız akıyor.Cingöz tavuk o elindekinin çalışmadığının farkında vedevamlı bilgisayara takmaya çalışıyor bir başarabilse dünyalarımız devirirdi..Teyzesinin ballı böreği,sütlü çöreği,yeşil başlı göven ördeği,minik pandası..


honey,is that true?


7 Nisan 2012 Cumartesi

Var mıdır?

Harbi var mıdır ya merak ettim..Varsa da bence bu eve servis gelen bir manikürcüdür..

Üniforma

Bir üniforma görüyorsunuz ve tüm acı ve anılarınız aklınıza geliyor.Kafanızda bir anda tüm yaşadıklarınız geçiyor.Üniformalı orada dolandıkça dahada anılara gömülüyorsunuz.Asker tıraşı saçlar,talim yapmaktan kararan ten,tek tip giyilmiş üniforma.
Keşke diyorsun bunlar olmasaydı.Hep güzel bir anı olarak tanıdık olarak kalsaydı..Ama olmuyor..O anılar gidip yerine en kötüsünden belkide ömrünüzün tek depresyona girdiğiniz dönemini işaret ediyor.
Sen ki onu görmek bile istemezken bir üniforma çıkıp sana onu anımsatıyor.
Üniformalının elindeki telefona bakıyorsun.Tanıdık bunlar.Yürüyüş duruş her şey tanıdık..
O değil zaten o olsun istemezsin yolda görsen öyle bir yok sayarsın ki varlığından şüphe ettirirsin o kadar silmiştirsin.
Belki de tüm sinirin o fedakarlıklara,bekleyişlere,sabıradır.Ne vardır elinde sıfır hatta üstüne ihanet(hiç kanıtlayamamış olsan da bilirsin) ..
Belki de ben aynı şeyi bir daha yapıyorum.Bu sefer değmesini dileyerek..
Ben yinede daha olumlu daha ılımlı şeyler düşünmek istiyorum.Bugün kötü bir tesadüf olsa da sadece önüme sadece geleceği,yüreğimin değdiğine bakmak istiyorum.Sadece bu..

6 Nisan 2012 Cuma

Bir şarkı

Düşlerimdesin hep varsın
Nereye gitsem oradasın
Bir adım atsam da bin adım varsan bana
Ah gündüzler yakılan sigara dumanı
Sen kendini sakla bana
Kimseye vermeden..

Daha nasıl anlatabilirim sana
Dinle
Ölüm dediğin sadece oyun zamanda yanan bir kum gibi adın
..

Kız koydu kendini rafa
Baktı durdu en başından hayata
Bu bir kurgu değildi tamamen bir tesadüf
Şaşırdı bir sigara dumanı gibi havada kaldı
..

Sesimi duyabilir misin
İzimden gelebilirsin belki de gidebilirim
Senden uzaklara..
G.Ü

Çöpçatanlar

Hayatımı çöpçatanlar bastı..Bir rahat bırakın benim medeni halim,ilişki durumumdan size ne ya .Olur olmaz kimselerle "yakışıyorsunuz,bak kızım akıllı ol iyi çocuk,bak sana gelirse bir sohbet et öküz gibi davranma" ya size ne!
İstemiyorum diyorum "asla olmaz demedin" diyorsunuz.."İstemiyorum" kelimesinde anlamadığınız şey nedir? Asla istemiyorum dediğimde de "içten söylemedin"diyorsunuz IQ nuzdamı bir sorun var var yani var sinir geldi bana .Benim cinlerim geliyor ama..Ne okulmuş bu sene ya her tarafım atraksiyon her tarafım çöpçatan her tarafım ajan kaynıyor.Mübarek aldığım nefesten korkuyorum artık.
Hayır en sonunda o çirkef kötü tarafım çıkacak haydi hayırlısı .Üstüme sabırlısını tanımam ama bakın bu taşta çatlamak için artık an bekliyor.
Nasıl bir ağ kurmuşlarsa Cia gibi her yerimden çıkıyorlar sinsice deney yaparken kaş göz işaretleriyle "hadi hadi naz yapma" naz yapmıyorum size kafa atacağım!!
Verileri alırken "hadi onunkini de yaz kalemi yokmuş" o kalemi burnunuza sokarım ha cidden..Şu okuldan kurtulayım göbek atacağım artık.Milletin tek derdi benmişim.İllaki biriyle sevgili olmam için yaptığınız gereksiz saçmalıklar yüzünden okula gitmek istemiyorum.Hayır iyi niyetini suskunluğumu bu kadar suistimal edilmesi artık hayret.
Ha gayret ninja hepsini kılıçtan geçirmeye az kaldı..

1 Nisan 2012 Pazar

Pis boğaz kız-Bugünü

Hep diyorum kendime ben ne pis boğaz bir kızım..55 kilo nasıl kalabiliyorum hayret.Bir kere tamam her zaman yapmıyorum ama haftada bir kez bile olsa da (bu hafta iki oldu) yemeye başlayınca ne yediğimin önemi olmuyor kızım bir dur dimi yok yerim ben..
Kardeşim ben ve arkadaşı gittik önce 2 tane orta boy pizza yedik (biri bedava :D ) oradan 500 metre yürüyüp K*c ye gittik ve bir sürü tavuk yedik  biri beni dışarıdan izlese tiksinir mi bilmiyorum sonuçta kendimi kaptırıyorum ama yerken mutluyum..Oradan çıktım 100 metre yürüdük çağla badem mevsimi ya çağla alıp onu yedik neyse oh biraz karnımızı dinlendirelim dedik bu arada bizim muhitlere gelmiş olduk..
Ne görelim ne ara aldıysa kardeşimin arkadaşı bir poşet çilek ve muzla "Süprizzzz" dedi ve ara sokaklardan birinde çatlayana kadar meyve yedik..Üstüne " Gülnihâl ablacığım hadi domdurma yiyelim " diyip ağzıma dondurma sıkıştırı verdi ..Bu arada karnım deli gibi şişti uzaktan gören 5 aylık sanacak kadar büyüktü..Nefes alamıyordum artık..
Birde bana Gs bilekliği aldı :D 
Şuan iyi durumdayım tahminen değil kesinlikle akşam yemek yemeyi planlamıyorum..Annem biber aşı bile yapsa yemem yani o kadar fena doydum..
Şükürler olsun her gün yapmıyorum böyle şeyler yoksa halim harap olur..


Bugün ygs ye girdim yaptım vallahi fen'de pek zamanım yetmedi.Babamın bir arkadaşının oğlu ile tanıştım sevimli bir veletti yazık benim yüzümden azar yemiş olabilir üzüldüm bak.Annesi dedi "canım sınavın nasıl geçti" diyince ben hemen " iyi "diye gülümsedim Mertcan'da gelip "Benim kötü geçti "diyince üzüldüm kötü birşey zaten.Benim yanımda üniversiteli olduğumu duyunca üzülüp "senin için kolay tabii üniversitelisin " dediydi..Yazık üzüldüm bak nur yüzlü bir veletti..


Bugün kendi kendime gene solo test oynadım..Can sıkıntısına bire bir ..Artık vizelerim yaklaşıyor artık pek ortalarda olmamaya gayret edeceğim bu kızın 3 haftalık yokluk dilimlerindeki dolu dolu son internet günü bugündür bundan böyle masa ile kanka olacak..
Siz beni tembel sanın bir kere not ortalamam yüksek benim hıh..Tembel sıfatını kendime söylemeyi sevsemde notlarım pek öyle takılmıyor..
Çok sevdiğim bir arkadaşımın bana hep dediği gibi "tembellik sadece hakedenlerin "lüksüdür"hak etmeyenler için ise bir yanılsamadır ancak." (Betmen) ..Bu şekildeydi sanırım söz yanılıyorsam okursa bunu düzeltiverir gayrı..
Neyse artık..
Hadi millet vizesi başlayanlara başarılar..


Altındaki kitap Fessenden olup ders çalıştığımın kanıtı ama kimseye demeyin(kime diyeceksiniz ki :D ) ben genelde sınavdan önce hiç çalışmayan(çalışmadım diyen) tim ekiplerindenim :) 
İşte bunlarda çalıştığım şeylerden mini alıntı gördüğünüz gibi niye çalışmamak için direndiğimi anlarsınız belki..Organik budur sizin lise yıllarınızdaki o basit bebe işlemlerle uğraşmıyoruz biz..Hani diyorsunuz ya "Ben lisede 100 çakardım çok kolaydı -hıhı bakın bakalım kolaymıymış öldürüyor beni :("