29 Haziran 2012 Cuma

Mustafa İnan


Beni böyle güzel bir adamla..Böyle saygın bir bilim adamı,adam gibi adam insan sıfatına layık bir adamla tanıştırdıkları için önce Oğuz Atay'a sonra Akıl Küpüme teşekkür ederim...
Mustafa İnan ile "Bir bilim adamının romanı:Mustafa İnan" adlı kitapta Oğuz Atay'ın kaleminden tanıdım.Tanıdım ve vuruldum efendim..Zekasına,yaşadıklarına,tavırlarına,sevgi anlayışına,insanlarla ilişkilerine..Mutemadiyen müpdelası oldum..
Yaşadığı dönemde çevresinde kim varsa kendine müpdela eden adam o kadar yıl sonra beni de kendine hayran bırakmıştı..
O kadar herşeyi üstünde toplamış ki ulan şu adamın eksik bir yanı ne derken sadece sağlığının kötülüğü olduğunu görüyoruz..(Bir de ev işlerinden anlamayan bir koca)
Fakir bir ömür sürmüş.Profesör olduğunda bile çok zengin bir adam değilmiş.Hem iki ev bakmakta zor elbet..Fakat çok parada gözü olmayan tek amacı bilim ve öğretmenlik olan bir adam..Sevgi yüklü,akıl dolu bir adam..
Hani akıl küpü maşallah derler ya oda öyle..
Mustafa İnan'ı biraz daha anlatalım..İstanbul Teknik Üniversitesi eski rektörüdür.Aynı okuldan mezundur kendisi birincilikle ve hatta inşaat mühendisliği fakültesinin en yüksek dereceli mezunlarından biridir halen...İtü İnşaat Mühendisliği fakültesinde ve üniversitede ilk defa doktora yaptıran kişidir..Şuan adı İtü merkez kampüsünün kütüphanesine verilmiş bulunmakla birlikte ders kitapları yazmış ve inşaat mühendisliği eğitimi alan öğrencilerin kullandığı bir kitaptır..
Ana bilim dersi hala aynı ad ile bildiğimiz "mukavemet" dersidir.
Eşi Prof.Dr.Jale Ongun(İnan) oda arkeolog olmakla beraber Side'de buluna Apollon tapınağında bir çok kazı yapıp gün ışığına çıkartmış ve şuanki canlılığına getirmiş bir hanım efendidir..Kendiside senelerce İstanbul Üniversitesinde görev almıştır..
Kitap beni öylesine büyüledi öylesine içine çekti ki anlatamam kah Mustafa için üzüldüm kah sevindim..
Çok akıllı biri olduğu için zaman zaman aynı zekayı başkalarından beklediğin de bile bunu insanlara yansıtmama yada yansıttığında ne kadar ince bir adam olduğunu gördüm.
Biraz kıskandım Jale İnan'ı doğrusu.Herkes böyle eş bulamaz hayatta..
Bir kere kibar bir beyefendi,luzümsuz konuşmuyor,adam gibi adam,zeki,maalesef pek çevik diyemeyeceğim kendisi biraz kırılgan ve hasta belki de nedeni damdan düşmesi.Ama özel bir adam güzel bir adam.
Ben gözümde canlandırmaya çalışırken sıska,solgun bir adam canlandırmıştım en başta.Fakat sonra kitabın albümler kısmında gördüm ki bence şahsi fikrim bu çok yakışıklı bunu tüm samimiyetim ile söylüyorum bir kere kara saç ve kara gözün ve o kalın kaşların bu kadar yakışacağı insan bulmak azdır.Hele o kaşları bence yüzünde o kadar dikkat çekici ki bence Jale hanımda buna vurulmuştur diye düşünmekteyim.Tabii Jale hanımda bir bebek kadar güzel ve soylu bir bayan..
Tencere kapağını bulmuş derler ya öyle..
Her şeyin öncelikle saygı ve sevgiden geçtiğini düşünüyorum.Mustafa Bey ve Jale Hanım birbirlerini saygı ve sevgi dahilinde müptela idiler.Kırıcı olmayan yaralamayan bir sevgi.
Adam dediğinin zaten kırıcı olanı makbul değildir çünkü biz kadınların doğasında asla unutmamak gibi bir özellik vardır unutmuş rolü yapabiliriz ama asla unutmayız.Sanırım Mustafa İnan'ın şahane huyu evliliğinde de iyi yankı almış.
Zeki adam fakat öğretmen olmak,herkesin işine koşmak yüzünden belki şuan dünyanın en iyileri arasında olacak iken istese çok zengin olabilecek iken olmamış olamamış.
Biraz özverili,gamlı,yardım sever,yurttaş,yoldaş olduğundan zor bir hayat geçirmiş Mustafa İnan..
Ölüm döşeğinde bile kaç insan bu kadar karizmatik olabilir ki..
Daha fazla anlatmayacağım ben onu çok sevdim..Sizde kitaplığınıza dahil edin derim..
İyi okumalar..

2 yorum:

  1. Ahh bu kitabı okumuştum. Hatta artık kitaplığımın bir parçası. Adam mükemmelmiş yahu =)))

    YanıtlaSil