26 Kasım 2012 Pazartesi

Boş

Egolarımız bedenlerimizden büyük.!
Bir şeylerin arkasına nasıl saklanıyoruz değil mi?..Ben bile birilerini suçlamaya öyle ihtiyaç duydum ki.Aslında suçlanacak kimse yok.Herkes kendi hayatında işte.Aslında gerçek anlamda değer verdiklerimi ele alıyorum.Eminim kimse beni üzmek niyetinde bile değildi.Yada ben büyük bir Polyannayım..
Neden birileri beni zamanında üzen insanları kötülediği zaman onları koruyorum.Evet kızmıyor muyum?Evet ,bazen anlam veremiyorum..Ama yine de Sezar'ın hakkını Sezar'a vermeli.Yiğidi öldür hakkını ver derler.
Tabii üzülüyorum.
Tabii içerliyorum.
Çok ağladım.Utanmıyorum ki.Ağlamak nasıl iyi geliyor.Halbuki ağlamayınca yüreğinde koca bir acı ile tüm gece tavana bakarsın.Göğüs kafeslerini açsınlar içinde yatanı alsınlar istersin.Ama ağlayınca tek başına kimse duymadan ellerini ısırarak işte o zaman biraz açılır zihnin.O ağır kalbin.
Her şey boş.
Evet! Egolarımız Boş işte. Bencilliklerimiz boş.O kadar narsistiz ki kendimizi seviyoruz bir tek.
Halbuki üstümüzden o kılıf düşünce bir anda suçlayacak kimseyi bulamıyoruz.
O gün anladım ki kimse suçlu değil.
Ben hayat menkibemi yaşıyordum.
Alın yazım buydu.
İçimin hep buruk ve korkak olmasının bir nedeni buydu diyorum belki de..
Ne kaderin üstüne atabilirdim suçu ne başkalarının üstüne.4 duvara konuştuğum kadar kimseye konuşmadım.Kimseye dökmedim içimi burada döktüğüm gibi.
Keşke kalbim bir kitap olsa.Açsam ve okusa insanlar.
Ama biliyorum onu bile yanlış okurdular.
Sümerler yazıyı bulduğundan.Adem ve Havva konuştuğundan beri hala anlaşamıyoruz.Çünkü hepimiz korkuyoruz.
Gördüklerimizden.
Göreceklerimizden.
Bende korkağım..
Bende kaçtım..
En çok üzüleceğimi bile bile.Daha beterinden kaçtım.Sonucu hiç öğrenmemek pahasına.Yuvama sindim.Boş her şey..Kalabilirdim yapabilirdim.Ama değer miydi? Daha doğrusu kalmak doğru olur muydu? 
Değ-mek doğru bir kelime değil biliyorum.Dünyada aldığımız her karara değer.Kararlarıdır insanı değerli kılan.
Kendime hep sordum durdum.
Hep merak ederim ben bu kadar sorarken neler olur.
Korktum kaçtım..
Evet çünkü daha fazla yara almaktan korktum.
Daha beterinden korktum.
Ben İsa değildim.Bir yanağıma tokat yiyince öbürünü uzatayım.Ben buydum işte..
Hatasıyla,güzelliğiyle,hırçınlığı ile,sabrı ile sadakati ile bu kadardım.
Hayat boş değil.
Boş olan şişme hayatlar.
Bizi mahveden kararlar.
Ama sonuç ne olursa olsun.
Ben kendi yolumda.Benim yanımda durmak isteyenlerle.Kendi ayaklarımın üstüne dimdik basan biri olacağım.Hep tek girdiğim hayat ile savaşımda.
İsteyen kolum.İsteyen kanadım.İsteyense anım..Olacak.



6 yorum:

  1. Aslında sen her şeyi bir avazda anlatmışsın, Gülnihâl. Çok da güzel anlatmışsın..
    Kalbimi açmayı ve görmelerini ben de öyle çok istiyorum ki ama sonra bırak yanlış anlaşılmayı içimi görmeyi o gizleri, güzellikleri ve tabii kötülükleri bilmeyi herkesin haketmediği gerçeği gelip oturuyor, zihnime.
    İşte senin söylediğin gibi bir yol var ve eğrisiyle doğrusuyla gidenlerle kalanlarla o bizim. Yaşamak lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Düşlem dediğinde haklısın.
      Ne kadar içimi görmeyi hak ederler.Ama önemli olan doğru bildiğin yolda yürümek..

      Sil
  2. ah ah göremezler biz de göstermeyi pek bilmiyoruz.
    ah bi de koşulsuz görenler olsa değil mi.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. koşulsuz görmüyor Deeptone anlatsan da anlamıyor ki insanlar.ama var böyle insanlar biliyorum :)

      Sil
  3. Ben senin yazılarına yorum yapamıyorum. Niye biliyor musun? Çünkü zaten yazıyı ben yazmışım gibi hissediyorum ve daha üstüne ne söyleyebilirim ki böyle hissederken. Söyleyemiyorum. "Benli yazı"larından biri daha diye adlandıracağım bu yüzden. Yüreğine sağlık! =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah biz :)
      Sen ben oluyorsun ben sen oluyorum miniğim..

      Sil