30 Kasım 2012 Cuma

şemsiye


Yağmurlu bir gündü.Bir şemsiye korumuştu bizi içimize işleyen soğuk yağmurdan.
Nasıl sevmiştim şemsiyeyi.Nasıl girmiştik altına.Korumuştu bizi kötülüklerden.
Bir şemsiye vardı bizi koruyan.Ve aynı gökkubenin altına taşıyan bizi.
Yağmurlar yağar mı serin akşamlara.Yağmurlar yağıyor yine.
Şemsiye artık beni koruyor her şeyden.Bir şemsiye var.Severek sahiplendiğim.
Bir şemsiye var buruk acım gibi sıkı sıkı tuttuğum.Sende gitme dediğim.
Bir şemsiye var beni koruyup kollayacak.
Halbuki ne çok sevmiştik biz o şemsiyeyi.Severek almıştık elimize.
Tüm benliğimizi sığdırarak yürümüştük şemsiyenin altında.
Islanmamaya ,ıslatmamaya çalışarak.
Kaç çatının altından geçmiştik şemsiyesiz.Islanmıştık kedi gibi.
Şemsiye sen korursun beni her şeyden.
Nasıl çaresiz nasıl ürkek koşturduk yollarda.
Şemsiye sen yalnız koyma beni burada.Şimdi şemsiyeyi ben tutarım.
Şemsiye saracak beni soğuk günlerde.
Ve gökkubenin altında bir şemsiyenin altında olacağım.
Göz yaşı dolu günlerde.
Sahi yağmur sen niye ağladın delice.
Kimler üzdü seni.Kim kırdı kalbini.Kim sevgisiz bıraktı seni.
Kaç melek saldın toprağa.
Kaçı düştü saçlarıma.
Şemsiye artık bir sen bir ben kaldık bu gece.
Bir şemsiye vardı.Uzak diyarların yumuşak iklimlerinde.Bir şemsiye altındakini gizleyecek.
Bir şemsiye her şeyi bilecek.




2 yorum: