29 Nisan 2013 Pazartesi

Lecture

I should study core but I don't understand by Grammar..
I hate it :'(
I would like to a rest..I feel exhausted..

Yargılarımız

Aslında şu an çok yorgunum bedenim iflasın eşiğinde 3 saatlik uykularım yüzünden delirmek üzereyim.Kimse farkında değil çatlamak üzereyim.Sabret Gülnihâl 3 ay daha ne olur..Geçecek bunlar..Derin derin nefes al..Mide bulantısı geçmedi bir türlü..
Bugün arada dükkanımın önünden geçen yaşlı bir amca var baklavalara bakıyor hep bende ikram etmek istiyorum..Bugünde tam edecektim müşteri geldi sonra bir baktım elinde bira..Bir an çok kızdım bira içiyor diye..Ama sonra dedim ki kendi kendime belki derdi vardır.Kendini avutuyordur belki..
Yargılarım eskisi gibi değil..
Eskiden insanları yargılamak daha kolaydı ama şu aylar boyunca insanları yargılamadan bakmayı öğrendim.Meğer ne çok şey değişmiş bende ve hayatımda..Hepsi olumlu gibi gelmiyordu.Depresyondaydım.Ağlıyordum devamlı,yalnızlık çekiyordum.Ama sonra içimdeki kıza tutunmayı öğrendim.İnsanları yargıladığım anda aslında kendimi yargılayıp kendime kızmaya başladığımı fark ettim..Meğer ne kadar safmışım ne kadar küstah..
Geçen gün parasız birilerine baklava ikram ettim annem "Biliyor musun Gülnihâl senin her işin düze çıkacak kızım sen iyi şeyler hak ediyorsun." dedi..Bilmiyorum hak ediyor muyum ama gerçekten hak etmek isterim..
Eskiden herkese kızıyordum herkes suçluydu artık kimse suçlu gelmiyor geçmişim geçmişte kaldı artık hayatımda yeni insanlar yeni deneyimler yeni şeyler olacak..
Bugüne kadar nasıl kendi kendimi güçlendirdiysem gene güçleneceğim..
Sadece yorgunum biraz yorgunum elim tutmayacak kadar..Göz altlarım moraracak kadar.Migrenim çıkıp bu kusma isteğim çıkacak kadar..Ama biliyorum bu günleri bir atlatayım kardeşimin okul masraflarını hele bir hallede bileyim biliyorum uyuyacağım sonsuza kadar uyku benim olacak..Sadece 3 ay..Biraz daha kuvvet istiyorum senden Allah'ım..Başımı eğdirme..

27 Nisan 2013 Cumartesi

İzmir kitap fuarı ve ben

Bugün yatmayı planlıyordum ama sınıfta ve aynı zaman gerçek hayatta çok yakın arkadaşım olmaya başlayan E. gece mesaj atarak beni evlerine davet etti.10 da kalkıp kahvaltımı yapıp (rutin olarak sütlü mısır gevreği olmaya başlayan kısa öğün) üstümü giyindim ama yok beğenmedim görende sevgilisiyle buluşacak sanır hoş ben sevgilimle buluşsam bu kadar süslenmem ne bileyim doğal halimi önce beğensin isterim sonra süslenirim ...
Her zaman ki gibi klasik bir kaç parça eşya giydim siyah kadife ceket siyah çanta beyaz gömlek beyaz ayakkabı ve yine yeniden örgülü saçlar örgüyü çok güzel kullandığınız zaman en şık anlarda bile yakışıyor...

Önce metro sonra hızlı trene binerek arkadaşımın yanına ulaştım ama gerçekten oturdukları muhit çok sıcaktı.Evlerine gittik 2 saat süre ders çalıştıktan sonra onun yakın arkadaşı geldi çok sevdiğim bir kız zaten o gelince yemek yedik ve ben tabii ki dayanamadım bulaşıkları yıkadım dayanamıyorum annem hep şöyle der "kızım kendini evini temiz tut kötü bir şey olursa en azından iyi yakalanırsın." bu söze hep inanırım hem annesi yorgun argın gelip bizim atıklarımızı yıkasın istemem ben..

Arkadaşı G. G'nin kız kardeşi ,E. ve ben kitap fuarına gidecektik aslında iki gün önce gitmiştim ve kendime iki tane kitap aldım..Biri "Michio Kaku-Einstein'ın Evreni" diğer ise "Franz Kafka-Dönüşüm." fakat doğrusu içimde birde "Fernando Pessoa-Huzursuzluğun Kitabı." alamadığımdan kaldı ama onu da temin edeceğim..Tam gidiyordum birde ne göreyim çok almak istediğim bir resim tekniği kitabı var..Onu almak için bugün gidecektim..

Otobüse bindik fakat bir anda otobüs hoplayıp zıplıyor ve bizim midemiz allak bullak olmuştu en sonunda son bir zıplayışta kızlara dönüp,"Kızlar hiçbir erkek ayaklarımı yerden kesemedi ama bu otobüs onu başardı."dedim ve hepsi gülme krizine girdiler sanırım ömürlük bir espri yapmıştım..Otobüsten inip metroyla gidip fuara vardık.Bugün koca alanda önce onu aradık ,"Yeni Başlayanlar İçin ÇİZİM" adında kitap gerçekten hoş bir kitap ve tam çıkacakken "Ersin Karabulut-Sevgili Günlük." vardı ve onu aldım..Ersin yakışıklısı varsa imza attırırım diye umut ettim ama yoktu bu arada E. evden çıkmadan önce ben çok sevdiğim için bir kaba bana turşu koymuştu elimde onu götürürken "Off açıp yemek istiyorum." diye sızlanıyordum ve en sonunda kızlara "Kızlar şu köşede dursak da ben bir tane yesem." dedim hepsi gülüyorlardı G."Zaten aşeriyor gibisin saatlerdir yesem deyip duruyorsun." dedi güldüm "Kızım onu hamileyken yapacağım bu normal." dedim..

Şimdi evdeyim ve enfes bir turşum enfes kitaplarımla baş başayım bir yandan da arkadan Zafer Peker çalıyor..

26 Nisan 2013 Cuma

gülsem mi ki ben

Bugün yazın aşkım gelmiş bulunmakta.
İlkbahar geldi.
Börtü böcek aşk yaşıyor biz ne yapıyoruz evde işe gideceğimiz saatlerin gelmemesi için süzük bakışlar atıyoruz..Millet almış sevgilisini adam gibi kolunun altına gezsin dursun biz mi bizde ancak kendi elimizi tutup kendimize sarılırız..
Bari kendime bir yepyenisinden platonik aşk yapabilsem onu bile yapamıyorum ki ..
Arkadaşlarda "çapkın ol." biraz diyor nasıl olunuyorsa o ..Ben tek eşli insanlardanım ya öyle çapkınlık turlarına çıkamam..
Ne bileyim üstümde röpleşandır elimde 2 buzlu sek viski ile beni hayal edin sağ gözüyle süzen böyle ahanda ben değil o ya..Ama neşeliyim bugünlerde..
Börtü böcek aşk yaşasa bile zaten kader kısmet kızım bu işler demek daha iyi ..
Hoş sevgili aramıyorum sadece robin olarak bir Barney'imi bulmam lazım neden Lily Marshall derseniz o kadar mükemmeli bulunamaz her halde bize ancak "Awesome"düşer..
Hem bununda artıları var vallahi yemin ederim..Ne diyenlere ohoo kendi başıma fink fink geziyorum yalnız,güzel,cool,soğuk kız cazibem var (cazibe tanınamadı ama şiddetli soğuk.)..
Lan insanlar korkuyor benden ..Babamın dediği gibi "Öyle soğuk mavi gözlerle bakma insanlara insanlar donuyor." yoksa babam haklı mı yoksa yoksa belki de gelecekteki Hello Sweetie'm bile kaçtı korku benden..
Kendi yazısını okuyup yazarken bu kadar sırıtan biri daha yoktur..
Şu depresyondan çıkmak iyi oldu bu arada arkadaş güneş ne kadar sarıymış..

Kadınlar ve erkekler ne ister ne bulur..


Aslında biz kadınların beklediği erkek budur..
Ama çoğunluk aşağıdakini buluruz..

O göbeği açmasaydın bebeğim seksi olurdun belki değil mi kızlar :P :)
veya
Birde malesef Türkiye'de bunlar yaşıyor..

Az bile olsalar birde bunlar var dünyada;

Bunların zaten nesli az hemen İngiltere'ye İskoçyaya uğrayayım ben ya..Ah James ya gözlerim yaşlarla doldu ...



Erkeklerin isteği ise şöyle oluyor..
Yani Victoria's Secret  Mankeni gibi.


Ama alabildikleri;

En çok tercih ettikleri bayan tipi yani erkeksi ve pis olanlar..Yada mecbur tercih ediyorlar..


Gerçekte bayanlar Kate gibi 36-38 beden aralığında üzgünüz beyler bizden 34 beden olmamızı bekleyemezsiniz değil mi?Biz bildiğin basenli,göğüslü ve çok uzun değiliz..


Not bu arada bu bayan kısmı için çirkin bayan ararken çile çektiğimi itiraf etmeliyim alakasız resimler yüzünden şunu anladım dünyada çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır..Hele sıska erkek bulmak ne zormuş arkadaş dünya obez erkeklerin dünyasıymış..Ve obez kadınların..

Bu arada Ugly woman diye arama yapınca çıkan kadınlar gerçek olmamalı ya bazıları gerçek biliyorum estetikli falan ama midem kalktı kusacağım..


Bir rüyaya yatsam

Sonsuz kadar uzun süre uyumak istiyorum uyanayım ve mutlu olayım istiyorum..Belki de sonsuza kadar uyusam süper olurdu ah işte o zaman mutlu olurdum tanrım düşüncesi bile cazip..
Yatağımda kıvrılıp yatmak istiyorum yastığıma sarılıp kafamı yorganın içinde tutmak istiyorum böylece camdan giren ışık beni uyandıramaz ve ben uzun uzun uyurum 3 ay kaldı 3 ay sonra işte ayrılıyorum ve o zaman uyuma rekoru kıracağım bu 4 saat uykuların bedelini alacağım ah ah nasıl özlüyorum eskiden uyuduğum 9 saatleri..Ne güzel günlermiş onlar..
Birde uyusam da güzel düşler görsem rüya bile göremez oldum artık..

Bilmezsin


Yine geçti bir günüm daha sensiz
Ağladım içimden çaresiz kimselerin haberi yok
Yine baktım eski resimlere
Sarıldım yokluğuna sen diye
Nefesin sıcaklığın yok
Sen orada öylece canımdan can gibisin
Günler geçtikçe aldığım bir nefessin
Tadı manası yok derdim anlatması yok
İçimde aşk birisin kaçıp kurtulması yok
Ben burada böylece ellerim bomboş
Günlerim aynı günlerim sarhoş
Farkına varmazsın duysan inanmazsın
Unuttum sanırsın 
Bilmezsin ki ben hala senin delinim
Gel desen düşünmeden gelirim
İstesen canımdan bile geçerim
Bilmezsinki sen bende saklı yerini dün gibi

Tuttuğum ellerini her gece kurduğum hayallerini bilmezsin ki
Niye tanıyıp bildiğim yüzler bile
Yokluğunda avunayım diye
Bir an çarem olmuyor
Niye bu karanlık gecelerde
Niye yüreğim her nefeste
Sen diye yanıp yanıp tutuşuyor


Günaydın Sevgilim


Bu sabah sensiz uyandım
Ağladım tek başıma
Ellerim bomboş kalktım
Olmuyor eksik bir yanım
Kabusa mı daldım
Yalana mı inandım
Bu sabah sensiz uyandım
Sebepsiz gözyaşımdan
Ellerime aktın
Bu sabahAnladım sendin bir yanım
Perdeleri açtım
Göklere daldım baktım
Bulutlarda kaybolduysan
Yağmur olup da yağsaydın
Penceremden içeri yüreğime damlasaydın
Dün bir dilek tuttuysan içine bir koysaydın
Keşke yanımda olsaydın sımsıkı sarılsaydım
Günaydın sevgilim tatlı uykudan uyandın mı
Benden ayrı bu sabah güllere boyandın mı
Yalan mı söyledin yoksa kendini kandırdın mı
Ayrılık son kelime sen buna inandın mı
Güllerim soldu açmıyor
Her sabah doğan güneş bu sabah aydınlatmıyor
Ellerim soğuk ve sensiz nerelere gittiysen
Benden habersiz

Günlerin geçeceğine özlemin biteceğine
Gözyaşımın dineceğine sen buna inandın mı?


25 Nisan 2013 Perşembe

vicdanlı katilin defteri

Ona yeterince şans vermişti.
Devamlı gözünün önünde dolaşıp durması bile tam bir cinayet sebebiydi ama hayır yapmayacaktı kendini tutuyordu.Aslında 3 gündür devamlı ortalardan dolanması ve çıkardığı iğrenç ses canını sıkar hale gelmişti.
Belki yorgunluktandı onu daha net fark edişi.Ama yok bu sefer kendi kaşınmıştı işe.
Ona bir daha buralara gelmemesini söylemişti kapıyı kapatmıştı ama o geliyordu işte her gün..
En sonunda onu eline aldı.
Dev bir at sineğiydi.Kapının önüne çıkıp söylendi "Bir daha gelme." elini açtı ama at sineği iş yerinin kapısından içeri geri girmişti ve lanetler okuyarak içeri girdi.
Artık onu öldürmek istiyordu ona yeterince şans vermişti.
Önce duvardayken elini hızlıca vurdu ama sinek daha çevik çıkmıştı eli acıdı ve bileğinden elini inleyerek salladı "Kahretsin." diye söylendi.En sonunda sinek cama konmuştu bu sefer yavaşça avucunun içine aldı.Bir yerde sineklerin yavaş refleksleri algılayamadığını okumuştu avucunu kapattı ve tekrar atacakken sinek gitmedi.Sineği iki parmağı arasında tutarken midesi bulanıyordu ya beni ısırırsa diye düşündü dev bir at sineğiydi nede olsa.
Kanatlarından tuttu sineği ama kesinlikle kötü niyetli değildi sadece kendini korumak istiyordu ama sinek tam bir panik halinde çırpınıp duruyordu onu ısırmaya çalışıyordu hayır buna izin veremezdi nasıl olduğunu anlamadan parmağından birini çekince sineğin tek kanadı koptu ve sinek yere düştü.Evet bir cinayet işliyordu ve işin garibi bu onu çok ters etkilemişti.Sinekle ne yapmalıydı hiç bilmiyordu.
önce süpürgeyle ittirdi ama sinek inatçıydı ve dayanamadı ıslak paspasla onu alıp suyun içine attı.
Saatler sonra suyu dökerken sineğin cansız cesediyle karşılaştı midesi bulanmıştı bir cinayeti suç mahallinde bırakıp gitti..

zor

Hayatımın kolay olacağını düşünmüyorum ama bu kadar zor olacağını da düşünmedim..
Ev ve iş arasında ölüyorum yetmiyor ailemin hedeflerine uymayı istiyorum onların beklentileri için çırpınıp duruyorum günde 4 saat uykuyla perişan bir zombi gibiyim.Ama çok mutluyum çünkü ailemi ,kardeşimi mutlu etmeye bayılıyorum arada dert yakındığımda her insan gibi benimde arada yorgun olduğumu söylediğim kısımlarda yüzler buruşsa da atık çenemi kapalı tutmayı öğrendim..Kendi başıma kaldığımda yorgun olduğumu kendime söyleyip sağ elimle sol elimi avutuyorum.
Kendi kendime destek olup kendi kendime kol kanat geriyorum.
Yalnızım yalnızlığa alıştım ama bir yokluk var ki ona alışamıyorum ne zormuş bu sevda işleri..
Yine de iş yoğunluğu o konuya da iyi geliyor ziraa kendimi parçalayana kadar çalışıp kendimi öldürecek boyutlara getirip kafamda tek bir düşünce bırakıyorum "uykum var."..Genelde derslerde uyuya kaldığım halde hocalar çalıştığım için kızmıyorlar ,normalde olsa baya azarı yemiştim ama devamlı kayık gözlerle bakmama alıştılar..Birde speaking sınavı var ona çalıştım "Oh my Godness." ve çok gerginim bugünde "GodFather 3" var sabırsızlıkla izlemeye çalışacağım ama devamlı gıcık müşteriler gelmese süper olacak..
Hoşçakalın..

24 Nisan 2013 Çarşamba

Biçareyim





Ben aylarca yollarını bekliyorum..Ama amalar hep var..Biçareyim ..Çözemiyorum bir şeyleri söyleyemiyorum,göremiyorum,bilemiyorum..

15 Nisan 2013 Pazartesi

İlk Dağcılık tecrübem

Fazladan mesaiye kaldım ama yine de buna katıldım çok yoruldum öldüm bittim ama başardım.Ege bölgesinde bulunan tek büyük şelale olan Türkmen Şelalesine gittik..Böylece dağcılığa adım attık.Doğrusu dağcılık keyifli bir alan.Ekiplerle gidiliyor öyle gitmesi zor İzmir'den 100 km uzakta Aliağa'da bulunuyor ve kesinlikle profesyonel değilseniz tek gitmemelisiniz çünkü aşılacak dereler ve kaygan dağlardan 17 km toplamda yürüyüş var engebeli olduğundan çok zor geçebilir..
Biz arkadaşlarımızla resimler çekilip durduk.Ama her şeyin öncüsü bendim biraz fazla sporcu tipli olmam birde boyumun onlardan uzun olması her şeyi ilk yapmamı sağladı en zorlu dere yolundan kolayca geçip uzman dağcı hocalardan bir aferin kaptım..Arkadaşımın annesi de dağcı olduğundan daha çok eğlendik..
M.amca bize mangal yaptı ve çocukluğumda en sevdiğim çiçekleri tekrar gördüm bir kaç tane dışında çiçek toplamamaya gayret ettim ve biraz taze kekik topladım arkadaşlarımla.
Sabah 6.30 da başlayan olan akşam 9 da bitti ama bizde bitmiştik.Artık gerisi gelir diye düşünüyorum..Ben çok sevdim çünkü ve Y.teyze de bizi hep götürmek istiyor artık..
Çok güzel bir çiçek kopartmaya kıyamadım ama birileri dönüşte bir baktım kopartmış.

Türkmen şelalesi..

Kır çiçekleri..



..İleride daha çok gezersem belki bir doğa blogu açabilirim kim bilir..
Sevgiler..

acı

Kalbimde acınla 
Etrafta dolanıyorum
Herkes bakıp gülüyor 
Tanımıyorlar seni
Halbuki sen ve ben 
Yürürken öylesine 
Herkes yakıştırırdı bizi
Biz böyleydik işte
Ben kalbimde senden kalanla
Geziyorum ama 
Her gün aynı doğmuyor 
Sabahlarıma 
Yorgunum
Gözlerimin altı mor
Senden bir ses bekliyorum
Bir acıyla geziyorum
Beni duymayacağını bilerek
Ben mahsunca 
Boynumu eğmiş
Bir yola bakıyorum
"O gelmez" diyorlar
Desinler 
Ben hala bekliyorum..


13 Nisan 2013 Cumartesi

Sen de-Turgut Uyar


"yanarım üşürüm berbat olurum
hiç bir şeye yaramam
ama yine de seni severim
o zaman sen de beni sev
evet..."
//turgut uyar//

Sen

Sen bana ellerini uzatsan
Biliyorsun ben sana sarılacağım
Ve kaçış olmayacak bundan

Günahlar işliyorsun amansızca
Pişmanlıkların yüreğindeyken
Buna rağmen sen bekliyorsun

Eğer sorsam bana cevap verir miydin?
Ve gerçekten terk mi ettim seni
Buna sen inandın mı?

Sen şimdi eğer koşsan
Ben aynı yerde durup seni bekleyeceğim
Soğuk bir sabah aynı durakta..

g.

8 Nisan 2013 Pazartesi

Fiyonklarım

En net hatırladığım ilk okul birinci sınıfta beyaz kenarları mavi ve üstünde çapa,çiçek,gül olan çeşitli fiyonklarımdı takmak zordu zaten annem bağlardı..
Sonra lise 1 de olaya başladım şu krem ve üstündeki lacivert olanları aldım baya kullandım sonra siyahı ve 19 mayıs günü Maltepe'den çıkışta yeşil fiyonklumu aldım üstünde yıldızlar olanı..
 İlk bunları seviyordum sonra animeler ile daha da bağlandım sonra bunlar benim kişiliğim ile bütünleşti..
Bu sene diğerlerini almaya başladım aslında sadece fiyonk değil tabii ki..
Taçları da severim ama bunların her zaman tatlı ve daha hanım hanımcık olduğunu düşünüyorum..Birde taç çok severim saç bantları ve taçlar benim olmazsa olmazlarım..

Benim için çok kıymetli bir bok tarafından alınmış bir kutu öyle uyumlu oldu ki onun içine koydum :)


Allah'ım yanına geliyorum güle güle çatlayacağım :)




                                             Ne çektin be Gülistan off beeee Vasviye Teyze başka..

Ne çektin be Gülnihâl :D 

Her şey olduğu kadar kesin

Yine bir gün..Umutsuz başlanılmaz ki günlere..Her gün olduğu günde kalır..Artık bir şeyleri olduğunda arkada bırakmak gerekli..Kendimle mücadelelerim oldu.Ben mi yendim ben mi yenildim hiç bilmeyeceğim..Ama artık umrumda değil..Uzun süredir doğru düzgün yazmadım hatta bloga son bir kaç yazı haricinde hiç girmedim buraları blog arkadaşlarımı çok özlediğimi fark ettim yavaş yavaş hepinizi ziyaret etmek için can atıyorum..

Geçen gün kız kardeşimin okulda çok yüksek bir meblağ parası çalındı ve böylece ben tüm maaşımı ona gönderdim böylece çulsuz kaldım tam üzülürken aklıma bir şey geldi ,"belki ihtiyacı vardır."..Eğer ihtiyacı var ise helal olsun belki gerçekten lazımdır belki ilaç alması lazımdır bilemiyorum kötü düşünmek istemiyorum.Eğer kötü niyetliyse de Allah affetsin ve doğru yolu buldursun..

Artık Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün fotoğraflarını istediğimiz gibi asmak yasak olacakmış ve Türk Bayrağı da öyle..Ayrıca tesislerde Atatürk ibaresi de kaldırılıyormuş.Ama nede olsa Türkiye Cumhuriyeti yazısı kalktığında kimsenin gıkı çıkmadı zaten ülke ülkelikten gitmiş New York  Times gazetesi manşet atmış onlar bile görmüş biz görememişiz;"Türk Hükümet Halkına İhanet Ediyor." tarzı bir başlıktı sanırım içinde ülkenin nasıl bölünüp yıkıldığı yazılıyordu..
Halk o kadar umursamaz o kadar fena ki artık acıyorum acıyan gözlerle bu halka bakıyor ve doğrusu tiksiniyorum.Ülkeyi satışınızdan işgüzarlıklarınızdan Paşalara,Atamıza,Bayrağımıza,Şehitlerimize yaptığınız ve sustuğunuz için hepinizden tiksinir hale geldim.Öyle körsünüz ki önünüze atılan köpek oyuncaklarıyla saatlerce oynayabilirsiniz..

Ders çalışmam lazım hoş çalışıyorum dün bir İngilizce hikaye bitirdim bugünde diğerini bitireyim en iyisi hatta birazdan başlayayım hacılar ben çok dolmuşum ya..


7 Nisan 2013 Pazar

Seninkisi bitmiş olabilir ama benim duygum bir bela

Geç kaldım ama yine de olsun..Hayat zorluyor.Öyle ikilemdeyim ki bir cesaret etsem ama gururum el vermiyor gene..Yine..Yine..
Dinleyemedim hiç dinleyemem bundan sonra..Kulaklarımda çınlar da duyarsam ağlarım nasılsa..Hani derler insan insana benzer ama bu herkes mi?
İzmir ağlıyor..
İzmir kan ağlıyor..İzmir öyle vefasız değil işte nankör değildir İzmir..İzmirli merttir.. İzmirlinin her şeyi tamdır da kendisi eksik kalır ya öyle..
Denesem kayıp edeceğim ne var diyorum kendime sonra korkuyorum..
Ona bir sor hala aynı yerde mi?O na sor artık mutlu mu?

3 Nisan 2013 Çarşamba

Odamdan kareler

                             Biraz kızsal kaçacak ama bir kaç fotoğraf yayınlayalım diyorum..

İlk gördüğüm an aşık oldup babama "Babacığımmm ne olur alabilir miyim?" dedim..
Tamamen huzur kokuyor..İstediğim her şey..

Çocukluğumdan beri olan bir fincan ve ayrı bir tavşanlı kapak çok seviyorum ayıramıyorum.Arkada Audrey Hepburn var..Takı asacağı pembe yüzük kutusu ve çekmeceye sığmayan spreyler boyları uzun olunca olmuyor..

Yeni saatim bu geçe çıldıracaktım babam alarmı yanlış kurup gece korkuyla kalkıp saate yumruk attım..Kumbaram..Dünyayı gezmeliyim..Bitkime su sıkmak için kullandığım eski gözlük camı suyu şişesi..
Fessenden-Organik Kimya,Red House,Tutunamayalar en göze çarpan kitaplar..

Düzeni seviyorum olmazsa olmazlarım..Sağdan başlayarak yazları takılan takılar..
Üstünde 20 tane olacak sanırım yakında saç bantlarım hepsini ayrı seviyorum ve orada kutular içinde takılar (özel olanlar)..Orta sıra sayısız oje üç kız kardeş olunca ojeler çok oluyor..
Solda allıklar pudralar farklar eye liner kalemler olan yer onun üstünde krem ilaç pamuklar güneş kremleri..

Yüzükler aslında daha çoktular ama çöpü boyladılar eskiden beri alarak ve yaparak çoğalttım düzeni seviyorum o yüzden her şeyin bir noktada durmasından yanayım..

Aslında bu resimleri görmesini istediğim tek kişi kız kardeşim ziraa evden uzakta ve bunları daha görme fırsatı olmadı bende hem o görsün hemde yeni heyecanımı paylaşmak istedim.Görmemişin eşyaları diye düşündürmemişimdirim umarım..
İyi günler..



Rüzgarda Essin Saçlarım

Up uzun bir aradan sonra merhaba..
İşler güçler okul derken doğrusu buraya hem giremedim hem yazamadım.Ama şu var gittikçe iyileşiyorum.Yüreğimde ilkbahar rüzgarları dolanmakta.Yalnızlığımın tadını deli gibi çıkartıyorum..Artık kendimle daha arkadaş oldum..

Babam ise hem olumlu hem olumsuz sözler söyledi bana;"O kadar soğuksun ki insanlar korkuyor ve sana yaklaşmak istemiyorlar.Onlara gülmüyorsun arada kafanı kaldır." evet baya sertti doğrusu ama bu noktaya kendim gelmedim böyle olmak hiç istemezdim ama olmuştu ama birde ;"Sen güçlü ve özverili bir kızsın başaramayacağın bir şey yok nerede olman gerektiğini biliyorsun." dedi..
Birde isyan ettiğim bir anda;"İnsanlar iyilerin aptal olduğunu sanıyorlar hayır değil günü geldiğinde kazanacaksın." dedi..Haklı mı? Zaman gösterecek ama yüreğimde bazı karanlık noktaları kırdım içimde umut tohumları birikmeye başladı.
Bu yüzden odamı değiştirmeye başladım.Artık yeni bir Gülnihâl'e ihtiyacım vardı.Daha dik daha özgür daha güçlü..Önce kendi ayaklarım üstünde durmaya başladım.Ağır tempoyla uğraşıyorum.Odamda çeşitli çerçeveler vardı duvarda ne varsa kaldırdım kendimi bulduğum bir mavi kuşum birde içimi ferahlatan yeni aldığım bir çerçeve kaldı artık istemiyorum ıvır zıvır fazlalık hayatımda.Şifonyer aldım odam tamamen ahşaptan oldu iyice odamın yönünü değiştirdim her şey öyle yerli yerine oturdu ki bu yüzden mutluyum..Ayrıca çalar saat aldım günde 4  ile 5 saat maksimum uyuyan bir insanın ihtiyacı oluyor..

Birde şunlar var sırt üstü düştüğüm için 1 hafta önce şiddetli bel ağrıları çekiyorum en kötüsü 20 kilo gibi değerleri her gün kaldırıp indirdiğimden ağrılarım arttı..Gün 4-5 saat en fazla uyuyunca beynim doğrusu yavaştan yanmaya başladı artık hata veriyorum bugün tam 10 kere "repair " ne demek diye sordum ve devamlı unutuyorum alzhemir hastası gibi olmuştum anlamını öğrene bildim mi evet "tamir etmek" en azından işe yaradı insanlara bakarken uyuya kalabiliyorum mesela..
Birde 2 gün üst üste urfa yemek zorunda kaldım öğlen akşam buda hoş değil ben annemi özledim ah annem olsaydı yemek yapardı bende isyan edip boş vaktimde pilav ve tavuklu mantar sote yaptım afiyetle yedik devamlı abur cubur yiyemem ki ben..

Yeni şifonyerimin birinci katına ikea'dan aldığım ayırma kutularıyla ayırıp içine odamın binbir yerine saçılmış tokalar ve kozmetik ürünlerini tek çekmeceye koydum öyle düzenli ve güzel oldu ki ve etrafta bulunan tüm ıvız zvır saçma sapan şeyler kalktığı için çok mutluyum...

Okula ve işe keşke bir süre gitmeye bilseydim ama cumartesiye az kaldı biraz dinlenip gezmeyi umuyorum kendimi çok boşlamak istemem..

Hem insanının kendinden kıymetli pek şeyi yok (aile hariç)...Doğru kararlar veriyorum bu dönem ve içim daha aydınlık geçmiş aslında zorda olsa benim için gelecek aydınlık umuyorum herkes için mükemmel bir hayat olur..Çünkü ben başaracağım..

Biricik Ninjanız geri geldi...


I am Back